“Mars’ın gizemli görünümü ve iki uydusunun sorumlusu dev bir çarpışma”

0
6264
mars phobos deimos
mars phobos deimos

İnsanlığın ilk büyük kolonisi olma hayalini kurduğumuz Mars, çok gizemli bir geçmişe sahip. Mars’ın bir zamanlar Dünya’nın küçük kopyası olduğuna dair kesin bilgilere ulaşmış durumdayız. Kızıl Gezegen’in bugünkü kurak ve yaşama fazla imkan vermeyen haline nasıl geldiğini de biliyoruz. Öte yandan, görkemli ve ürkütücü gezegenin coğrafi özellikleri ve uyduları hakkında halen büyük soru işaretleri mevcut.

Mars’ın ekvator bölgesindeki 3,000 kilometre uzunluğundaki Valles Marineris kanyonu ile yüksekliği 20 kilometreyi aşan Olympus Mons, Kızıl Gezegen’in göz alıcı yapılarından sadece ikisi.

Mars’ın iki küçük uydusu Phobos ve Deimos ise yüzeyine kıyasla daha az ilgi çekici. En büyük uydusu, patetes görünümlü Phobos, milyonlarca yıl içinde parçalanabilir. Phobos, ileride Mars’a iki adımlı ayak basma planı kullanılırsa ‘basamak’ görevi görebilir. Kızıl Gezegen’de koloni kurulduğunda ise tıpkı “The Expanse” dizisinde olduğu gibi küçük bir araştıra üssü halini alabilir (Dizide, Dünyalılar gözdağı vermek için Phobos’u yok ediyor). Yine de, kardeşi Deimos gibi Phobos’un da Güneş Sistemi’ndeki uydular arasında pek popüler olmadığını söylemek yerinde olur.

Phobos.

“İki uydu enkazların çökmesinden oluştu”

Colorado Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, Mars’ın coğrafi gizemleri ‘tek çapışma hipotezini’ destekleyici özelliklere sahip. Gezegenin kuzey ve yarımküresindeki topografik özelliklerin belirgin şekilde farklı olması, Mars’a 4.43 milyar yıl önce çarmış bir asteroidin sonucu olabilir.

Asteroid çarpışmasına ait bilgisayar simülasyonları, Mars’a çarptığı düşünülen asteroidin Ceres büyüklüğünde olduğuna işaret etti. Ceres, Asteroid Kuşağı’nın en büyük gök cismi ve cüce gezegen unvanına sahip.

Çarpışmanın ardından ortaya gezege diski şeklindeki enkazın, zamanla bir araya gelerek Phobos ve Deimos’u oluşturduğu düşünülüyor. Zamanla, her ikisinin bir araya geldiği parçalara ayrılması olası.

Deimos.

Geophysical Research Letters dergisinde yayımlanan araştırmanın baş yazarı Stephen Mojzsis’e göre, iki uyduyu bir araya getiren enkaz Mars’in 4.4 milyar yıl önceki ilk günlerinde oluştu. Bu yüzden kozmik yakın gelecekte tekrar parçalara ayrılmaları şaşırtıcı olmaz.

Araştırmacılar hipotezlerini güçlendirmek için Mars’tan Dünya’ya düşmüş olan meteoritleri de inceledi. Meteoritler karasal gezegenlerin çekirdeklerinde bulunan nadir metaller ile doluydu. Platin, osmiyum ve iridyum gibi metallerin varlığı, dev bir asteroid çarpışmasının ürünü oldukları düşüncesini güçlendirdi.

Aslına bakılırsa tek çarpışma hipotezi, Mars’ın için 30 yıldan bu yana öne sürülüyor. Mars’a ters düşmesinin sebebi, atmosferini uzun zaman önce kaybeden gezegenin asteroid yağmuruna tutulduğunu bilmemiz. Ceres büyüklüğündeki bir asteroid çarpması ise farklı bir yere sahip. Henüz ilk günlerinde çarpan dev bir gök cismi, Kızıl Gezegen’in okyanuslarla bile kaplanmadan önceki coğrafi özelliklerini kazanmasında rol oynamış olabilir. Ortaya Phobos ve Deimos’tan daha görkemli uyduların çıkmaması ise üzücü.

Ceres. [NASA]