Trigonometrinin en eski delili antik Babil tabletinde bulundu

0
4297
babil tablet unsw
babil tablet unsw

Arkeologlar tarafından 1900’lü yıllarda keşfedilen tablet üzerinde yayımlanan yeni araştırma, antik zamanlarda trigonometride öne çıkan ilk uygarlığın Yunan değil, Babil olduğunu öne sürüyor. Keşfedilmesinin ardından ilk kez 1945’te incelenen tablet, M.Ö 120 yılına ait. Söz konusu dönem, antik Yunan gökbilimci ve matematikçi Hipparkos’un yaşadığı döneme denk geliyor.

Araştırmada, üçgenlerin matematiği olarak tanımlanan trigonometride Babil’in ilk öne çıkan medeniyet olduğu ve inşa ettikleri piramitler, tapınaklar ve saraylar sayesinde bu alanda atılım sağladıkları belirtildi. 12,7×3,5cm ölçülerindeki tablet, Plimpton 322 adıyla biliniyor. Tabletin sahibi olan George Arthur Plimpton’ın, antik yazıtı 1922 yılında Edgar Banks adındaki arkeologtan satın aldığı biliniyor.

Üçgenlerle dolu antik formüller

Babil tabletini 1922’de Irak’ta keşfeden Banks, Indiana Jones karakterine ilham veren kişinin ta kendisi. Arkeologlar, tabletin diğer Babil yazıtlarına olan benzerliğini inceleyerek M.Ö 1822 ile M.Ö 1726 yılları arasına ait olduğunu tespit etmişti. Bu dönem, Kral Hammurabi’nin Babil İmparatorluğu’nu yönettiği (M.Ö 1750-1792) süreci de içeriyor.

En son incelemeler, dört sütunda yazılan 15 dizin karakterin, açılarının eğimi belli oranlarda azalan üçgenleri temsil ettiğini gösterdi. 70 yıl önce yapılan incelemede ise bilim insanları tablet üzerindeki notların Pisagor üçgenlerini temsil eden formüllere işaret ettiğini düşünmüştü.

En son araştırmada yer alan New South Wales Üniversitesi’nden David Mansfield, “tabletin bugüne dek ortaya çıkarılmaya çalışılan gizeminin yapılma amacı olduğunu” belirtti.

Antik matematik keşfedilmeyi bekliyor

Üçgenlerin kenarları ve açıları arasındaki ilişkiyi inceleyen trigonometri, matematiğin diğer alanları ile de doğrudan bağlantı kuruyor. Bilim insanları, üçgenlerin belli bir şekilde değişen açılarından yola çıkarak Plimpton 322 tabletinin kırık olduğunu ve orijinal halinin dört yerine altı sütun içerdiğini düşünüyor. Kısaca, tek parça halinde günümüze ulaşsaydı elimize antik zamanlardan kalan mükemmel bir trigonometri eseri kalmış olacaktı. Tabletin ana özelliği ise açılar ve çemberler yerine oranlara dayalı hesaplamalar içermesi.

Babil uygarlığı, modern aritmetiğin temelini oluşturan 10 tabanlı sayı sistemi yerine, 60 tabanlı sayı sistemi kullanıyordu. Tablet üzerindeki işlemleri doğrulamak için ekibi ile 60 tabanlı sayı sistemi kullanakarak hesaplamalar yapan Mansfield, “Babillerin aritmetik ve geometriye olan yaklaşımı, Plimpton 322’yi dünyanın en eski ve doğru trigonometri tablosu kılıyor” ifadesini kullandı.

Araştırmada yer alan bir diğer isim, Norman Wildberger de “Babillerin bir zamanlar kaybolmuş trigonometrisi modern trigonometriye kıyasla gözle görülür avantajlar içeriyor” ifadesini kullandı. Wildberger, arkeologların Babil döneminden bu yana çok sayıda antik tablet çıkardığını ancak çok azının incelendiğini not düştü. Detaylı bir şekilde incelenmeyi bekleyen anntik tabletler, matematiğin tarihi hakkında bilmediğimiz çok önemli bilgileri gün yüzüne çıkarabilir.

Wildberger’e modern matematikte yeni araştırmaların kapısını aralayacak bilgiler binlerce yıl öncesine ait tabletlerde yatıyor. “Modern matematik, antik matematik kültürünün bizlere çok fazla şey öğretebileceği gerçeğini yeni fark etmeye başlıyor.”