‘Canlı’ teriminin olası evrimi: Canlı nedir ne değildir?

0
4161
bocek bioloji canli bilim
bocek bioloji canli bilim

Genel Biyolojinin Babası niteliğindeki Biyoloji Campbell & Reece akademik kitabında şöyle bir ifade yer almaktadır: “Canlılığın temel özelliği, yüksek düzeydeki düzendir. Bu düzen bir yaprağın içindeki karmaşık damarların ya da bir kuşun renkli tüylerinin motiflerinde görebilirsiniz.

Biyolojik düzen çıplak gözle görünmeyen düzeyler de dâhil, her düzeyde vardır.” (Reece,  Urry, Cain, Wasserman, Minorsky & Jackson, 2008, s. 2). Bu kitap aynı zamanda şunu da belirtmektedir: “…Bu temalar (biyolojinin tümüne yayılan birleştiriciler), herhangi bir ders kitabında sunulan özel bilgilerin çoğunun kullanılmaz hale geleceği onlarca yıl sonra bile uygulanabilecektir.” (Reece ve diğerleri, 2008, s. 1). Yani canlı kavramının açıklamasını yaparken bahsettiği ‘düzen’ değişmeyecek bir gerçektir. O zaman canlı olabilmek için belirli bir düzene ihtiyacımızın olduğunu söyleyebiliriz.

Peki, her düzeni olan yapı bir canlı mıdır? Bu sorunun cevabı için biyoloji biliminin ‘Canlıların Ortak Özellikleri’ bölümüne dalmamız gerek. Bu ortak özellikler: Hücresel yapıya sahip olma, Beslenme, Solunum, Boşaltım, Hareket, Uyarılara tepki verme, Uyum, Organizasyon, Üreme, Büyüme ve Gelişme, Metabolizma, Homeostazidir (MEB 9.sınıf kitabı). Tüm bu özelliklere sahip olan her yapı cansız maddelerden sıyrılıp ‘canlı’ olarak nitelenmektedir.

Ve yine bir soru: Peki bu özelliklerin bazılarına sahip olmayan bir canlı olamaz mı? Bu gizemi bir irdeleyelim.

Astrobiyoloji bizlere ne gibi kapılar açacak?

Liseye başlayan bir öğrenci dokuzuncu sınıfta (lise 1) önce canlıları cansız maddelerden ayıracak özellikleri sonra organizmaların en küçük yapı birimi olan hücreyi ve en sonunda da canlıların sınıflandırmasını öğrenir. Ancak sınıflandırma sırasında minik bir genetik sistem, bu sınıflandırmadan ayrı tutulur.

Bizi yatak döşek yatıran gribin, nezlenin; küçükken kulaklarımızın önündeki tükrük bezlerimizi davul gibi şişiren kabakulağın; yine küçükken vücudumuzun her yerinde kırmızı benekler oluşturan suçiçeğinin temel nedeni olan ‘virüsler’, canlıların sınıflandırmasından uzak bir yerde kendilerine özel bir alan yaratıyorlar. Çünkü bu genetik sistemler solunum-boşaltım yapmaz, hücresel yapısı yoktur (çekirdeği, sitoplazması organelleri yoktur), beslenmek için uğraşmazlar, metabolizmaları yoktur vb.

Bunca yoksunluğa rağmen yine de üreyip (konakçı olmadan üreyemezler) neslini devam ettirebiliyorlar. Ayrıca olumsuz ortam koşullarında kristalleşip uzun yıllar bu halde kalabiliyor. Ne canlı bir sistem olarak görülebiliyor ne de cansız… Ama bir düzene sahip olduğu kesindir.

Tüm bu tanımların ve özelliklerin geçerlik sınırları tabii ki kendi gezegenimizi kapsamaktadır. Sonuçta başka bir yerde (Dünya dışı gökcisimleri) canlıya rastlanmadı. Ancak henüz bulunmayan bir şey için kesinlikle yoktur diyemeyiz.

Diğer gezegenlerde ya da gökcisimlerinde canlılık kalıntıları arayan ve çok da bilinmeyen bir bilim dalı da mevcuttur. Namıdiğer Astrobiyoloji ya da diğer adıyla Egzobiyoloji. “Galaksilerin ve Dünyamızın oluşumunu anlamamızda kilit önem taşıyan astrofiziğin tıkandığı noktada, imdadımıza astrobiyoloji yetişiyor. Bünyesinde onlarca bilim dalı harmanlayan astrobiyoloji, uzaydaki ve gezegenimizdeki yaşamın evrimsel süreçlerini RNA dünyası, antik amino asitler, meteorlar içinde bulunan bakteriler ve prebiyotik kimyasallarla açıklamaya çalışıyor” (Arslan, 2010, s. 1). Bu aranan canlı olgusu, kendi bilgilerimizle sınırlamış olsak da vizyonumuzu genişletip ufka doğru baktığımızda üzerimizdeki sınırlamalardan kurtulmamıza ramak kaldığını düşünebiliriz.

Bir bakmışsınız öyle bir döneme girmişiz ki kendi tanımımızın bile bize yetmediği bugünlerden, yeni yaşam formlarıyla kozmosta keşif yaptığımız günleri görmüşüz. Şu an ütopik gelen bu durum bir gün insan tarihinin tozlu sayfalarında yer alabilir.

Son olarak size bir soru: Peki, toz zerreciği bile olamadığımız bu koskoca evrende, sizce yalnız mıyız?

KAYNAK

Reece, J.B, Urry, L.A.,Cain, M.L., Wasserman, S.A., Minorsky, P.V. & Jackson, R.B. (2008). Campbell Biyoloji, (E. Gündüz ve İ. Türkan, Çev.) Ankara: Palme Yayıncılık.

MEB 9. Sınıf biyoloji kitabı: http://www.eba.gov.tr/ekitap?icerik-id=4816

MEB Mesleki ve Teknik Eğitim kurumları uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya yönelik olarak öğrencilere rehberlik etmek amacıyla hazırlanmış bireysel öğrenme modülü, Sağlık hizmetleri- Virüsler: http://www.megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/moduller/Vir%C3%BCs%20Hastal%C4%B1klar%C4%B1.pdf

Arslan K. B. (2010). Astrobiyoloji. NTV Bilim Dergisi (Haziran), 64-65. http://www.evreninsirlari.net/dosyalar/130_s01_03.pdf