11 ışık yılı ötedeki kırmızı cüceden esrarengiz sinyaller yayılıyor

0
4219
barnard 02
barnard 02

Gökyüzünü daha iyi görmemizi sağlayan donanımlar geliştikçe, bilim insanlarının yakaladıkları sinyallerin sayısı da her geçen gün artıyor. Maalesef, bu sinyallerin nasıl oluştuğu ve ne anlama geldiğini anlamak konusunda halen fazlasıyla zorlanıyoruz.

En son gelişme, on yıllardır uzaydan gelen sinyalleri toplamakla görevli olan Porto Riko’daki Arecibo Gözlemevi’nde yaşandı. Gökbilimciler yörüngelerindeki gezegen ve uyduları tespit etme çabasıyla bir grup kırmızı cüceyi gözlemliyordu. Nisan ve Mayıs aylarında, Gliese 436, Ross 128, Wolf 359, HD 95735, BD +202465, V* RY Sex ve K2-18 yıldızlarına ait bolca veri toplandı.

Veri analiznin ardından ortaya tuhaf bir durum çıktı: Ross 128, son derece tuhaf sinyaller saçıyordu. Porto Riko Üniversitesi’nden Abel Mendez, çalışmalar yaptığı Gegegen Yaşanabilirlik Laboratuvarı’nın sayfasında yayımladığı makalede, kırmızı cüceden gelen sinyallerin kökenini bilmediklerini açıkladı. Mendez’in makalesinde yer verdiği ifadeler şu şekilde:

“Ross 128’den elde edilen 10 dakikalık dinamik spektrumda son derece sıradışı sinyaller olduğunu fark ettik… Genişbantlı yarı-periyodik polarize olmamış nabızlar halindeki sinyallerin çok güçlü yayılma özelliğine sahip. Sinyallerin yerel (Dünya kaynaklı) radyo frekans karışıklığı olduğunu sanmıyoruz. Çünkü sinyaller Ross 128’e özgü ve diğer yıldızlar üzerinde önceden ve sonra yapılan gözlemler benzer bir bulgu ortaya koymadı.”

Mendez ve ekibinin gözlemlediği yıldızlar.

Sinyalin kaynağı ne olabilir?

Bilim insanlarının yörüngesinde henüz gezegen keşfedilmeyen bir kırmızı cüceden gelen sinyallerin ne olabileceğine dair şu an üç çeşit açıklaması bulunuyor: Birincisi, Tip II bir güneş fırtınasından yayılan parçacıklar olabilir. İkincisi, Ross 128’in görüş alanındaki bir diğer yıldızdan kaynaklanıyor olabilir. Üçüncüsü de, yüksek yörüngede yer alan bir uydunun yanıltmacası olarak belirebilir.

Mendez’e göre, söz konusu her olasılığın kendine özgü bir sorunu var: “Örneğin, Tip II güneş fırtınaları çok daha düşük frekanslarda yaşanıyor. Aynı zamanda sinyal yayılımı çok daha hızlı bir kaynağa veya yoğun bir elektron alanına işaret ediyor (yıldızın atmosferi olabilir mi?). Öte yandan, Ross 128’in görüş alanında çok fazla gök cismi yer almıyor. En son olarak, bugüne kadar yapılan benzer gözlemlerin hiçbirince bu şekilde sinyal yayan bir insan yapımı uydu tespit edilmedi.”

Mendez ve ekibi, sinyallerin gerçekliği doğrulamak için Pazar günü ek gözlemler gerçekleştirdi. Mendez, gözlemlerin başarılı olduğu Twitter’dan duyururken, veri analizi sonuçlarının bir hafta içinde gelmesi bekleniyor.

Mendel’e göre, sürekli gündeme gelen ‘uzaylı medeniyet’ teorisi, Ross 128 ele alındığında yapılabilecek diğer mantıklı açıklamaların en altında yer alıyor.

Mendez’in tweet’inde bahsettiği Barnard Yıldızı, Dünya’dan sadece 6 ışık yılı mesafede olan 10 milyar yaşında bir kırmızı cüce. Astronomlar muhtemelen aynı sınıf oldukları için Barnard ve Ross 128’in sinyallerini dinleyerek doğru veri topladıklarını teyit etmek istedi.

Barnard Yıldızı. [Wikimedia Commons]

Astronomik kaynaklı olma ihtimali yüksek

Astrobiyolog olan Mendez, alacakları sonuçlara göre sinyal kaynağının astronomik mi yoksa bir yerel karmaşa sonucu mu oluştuğunu anlayacaklarını söyledi. Mendez, genelde radyo frekans parazitlerine rastladıklarını ancak bu sefer astronomik bir kaynak bulmaya yakın olduklarını söyledi.

“Kaynağı bulmamızın ardından yeni bir gizem karşımıza çıkacak. Kaynak neden böyle bir sinyal yayıyor? Eğer astronomik açıklamalar yapmaya çalışırsanız bu zor. Çünkü önceden benzer bir durumla karşılaşmadık.”

Öte yandan sinyaller Dünya kaynaklı ise yine bir bulmaca söz konusu. Çünkü sinyallerin sıradışı olması Dünya’da nasıl oluştukları konusunda kafa kurcalayıcı sorular doğuracak. Mendez, radyo sinyallerinin dağlar ve binalar arasından sekerek tuhaf şeyler yapabildiklerini söylese de, Ross 128 sinyalleri bugüne dek tespit edilen sinyal karmaşasından çok farklı.

Fazlasıyla sabırsız olan Mendez, astronomik kaynaklı olduğuna inandığı sinyallerin kaynağını tespit edip bu kaynağı araştırmak istiyor. Beklediği gibi olup olmadığını, Temmuz bitmeden öğreneceğiz.