Ankara merkezli Beacon projesi: Jani

0
4074
jani 00013
jani 00013

Nesnelerin İnterneti (Iot) alanıyla güçlenen Beacon cihazları, Türk girişimcilerin de fazlasıyla ilgisini çekiyor. Ankara merkezli Albatros Bilişim Teknolojileri, anahtarsız akıllı giriş sistemi Jani’yi Indiegogo ile güçlendirmeyi amaçlıyor.

Yakın gelecekte mobil cihazlarımızla ev, işyeri ve kamu alanlarında kullanacağımız Beacon cihazları, dünyada olduğu gibi Türk girişimcilerin de ilgi gösterdiği bir teknoloji. Bluetooth Düşük Enerji (BLE) cihazları olarak tanımlanan Beacon cihazlar, yaydıkları sinyalleri okuyan diğer BLE cihazlarla çalışıyor.

Bilkent Cyberpark merkezli Albatros Bilişim Teknolojileri, Jani adını verdikleri akıllı giriş sistemiyle anahtar derdini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Android ve iOS cihazlarla uyumlu olan Jani, kapıları anahtar kullanmadan açmanızı ve kilitlemenizi sağlıyor. Kilitler, tarafınızdan sisteme tanımlanmış kişiler için de otomatik olarak açılıyor. Yani, kapıdan çıkmadan önce unutmamanız gereken eşyalar gibi önemli uyarılarda da bulunuyor.

Mobil cihazların ardından hayatımızı daha da kolaylaştırmayı amaçlayan IoT cihazları, Türk girişimcilerin zaman kaybetmeden yatırım yaptıkları bir alan. Bu alanda tanık olduğum radyo frekanslı kimlik tanımlama (RFID) teknolojisinin ardından, Jani yeni ve ilgi çekici bir girişim olarak beliriyor.

Albatros Bilişim Teknolojileri kurucu ortaklarından Onur Kılıç, Jani’nin geliştirilme süreci ve beklentileri hakkında DijitalX’in sorularını yanıtladı.

Girişimcilerin ‘ihtiyaç’ belirlenmeden yatırım yapmasının anlamsız olacağını söyleyen Kılıç, kitle kaynak fonuna karşı Türkiye’nin henüz ‘çekingen kaldığını’ söyledi.

Jani gibi bir ürün geliştirme fikri nasıl doğdu?

Jani’nin ortaya çıkışı, Arbatros Bilişim Teknolojileri’nin inovatif mobil sistemler geliştirme amacıyla yola çıkışı ile örtüştürülebilir. Jani’nin bir anda ortaya çıkması fikri yerine, insanların hayatlarındaki boşlukları görmek için harcadığımız mesailerden birinde görülmüş bir boşluğu Jani’nin dolduracağını fark etmiş olduğumuzu söyleyebiliriz. İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak Jani üzerinde çalışmalarımız ise Eylül 2014 tarihinde başladı.

Ürünü geliştirme sürecinden ve ekibinizden bahseder misiniz?

Jani konsept tasarımı tamamlandıktan sonra elektronik, yazılım ve endüstriyel donanım tasarım aşamaları birlikte yürütülen bir ürün oldu. Özellikle bu noktada Jani konsept tasarımında öne çıkan tüm kullanım alanlarına ve bu alanların ihtiyaçlarına cevap verebilmesi amacı gözetilerek geliştirildi.jani_002

Eylül 2014 itibariyle (birinci nesil) Jani’nin işlevleri üzerine kafa yormaya başladık. Yoğunlaşacağımız alanların tayini, bu alanların ihtiyaçları üzerine yaptığımız araştırmalar ve çalışmalar yaptık. Bu dönemde Jani’nin temel özellikleri olan apartman girişleri, otopark bariyerleri, garaj kapıları ve turnikeleri temassız geçişi sağlayacak olan Jani’nin; otomatik ve manuel mod, anahtar paylaşım ve kişisel hatırlatıcı özellikleri kurgulandı. Sonrasında, Ekim 2014’te, bir sonraki aşamaya geçerek ürünümüzün endüstriyel, elektronik ve donanımsal tasarımı üzerine yoğunlaştık. Mart 2015 itibariyle de Jani’nin ilk adımlarını daha hızlı şekilde atabilmesi için Indiegogo kampanyasını başlattık.

Yukarıda altını çizdiğim ürün geliştirme sürecimizde ekibimizde elektronik ve bilgisayar mühendisleri ayrıca bir grafik tasarımcı ile birlikte interaktif bir çalışma, geliştirme süreci geçirdik.

‘Nesnelerin İnterneti’  faydanın yanı sıra güvenlik sorunları da getiriyor. Jani siber saldırılara ne kadar güvenli?

Dediğiniz gibi, ‘Nesnelerin İnterneti’ faydalarının yanı sıra güvenlik konusunda insanların akıllarında soru işaretlerine yol açan bir döneme de işaret ediyor. İnsanların kaygıları ile birlikte çağımızın ihtiyaçlarına cevap aradığımızı göz önüne alırsak Jani’yi tasarlarken üzerinde en çok kafa yorduğumuz konu güvenlik konusu olduğu ortaya çıkar.

Jani’nin güvenlik donanımına güvendiğimizi açık yüreklilikle dile getirebiliriz. Bu sebeple ürünümüzün pazara çıkmasının peşi sıra bir Hackathon düzenleyerek Jani’nin güvenlik duvarını aşabilen, siber saldırısında başarılı olan kişiye de ödül vereceğiz.

Jani bireysel ve kurumsal kullanımda ne gibi avantajlar sunacak?

Jani, elektronik giriş sistemleri kullanılan tüm alanlarda uygulanabilen bir üründür. jani_003Böylece hem apartman girişleri, otopark bariyerleri, garaj kapılarına uygulanarak bireysel kullanım alanlarında, hem de otellerde, elektronik giriş sistemleri üzerinden giriş sağlanan plaza ve benzer yerlerde kurumsal kullanım alanlarına sahiptir.

Jani’nin hem bireysel hem de kurumsal boyutta kişilere ve kurumlara sağlayacağı en büyük avantaj; anahtar, kart çoğaltma, bastırma, kaybetme gibi sorunları ortadan kaldırarak insanların hayatlarında uzun zamandır kullanımda olan akıllı telefonlarına anahtar işlevini eklemek.

Jani’nin rahatlık işlevinin yanı sıra, insanların hayatına kazandıracağı konforu da göz ardı etmemek gerekiyor. Alışverişten eve dönüşünüzde, elleriniz doluyken çantanızın içinden anahtarınızı bulma derdi, kart okutarak yapılan giriş çıkışlarda vakit kaybı ve yaşanılan konforsuzluk, garaj kapıları ve bariyerleri için ayrıca sahip olunan kumanda ya da kartlar aslında tek bir uygulama ile ortadan kalkacak sorunlardır.

Çağımızın koşulları ve bu koşulların yol açtığı ihtiyaçları düşündüğümüz zaman Jani’nin insanlar için oldukça önemli bir boşluğu dolduracağını düşünebiliriz.

Geleceğe dönük diğer projeleriniz var mı?

Şu an için Jani’nin pazara çıkacağı tarih aralığına odaklanmış durumdayız. Jani’nin tanıtım çalışmaları, gelen önerileri değerlendirme ve hayata geçirmek ile meşgulüz. Fakat geleceğe dönük olarak söyleyebileceğimiz en önemli şey Jani’nin kullanım alanlarını bireyselden kurumsala birçok farklı alana entegre etmektir.

Türk girişimciler olarak teknoloji sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu soruyu IndieGoGo kampanyamız üzerinden yanıtlamam yerinde olur. Yurt dışında firmalar ya da bireysel girişimciler ürünlerinin tanıtım ve finansmanının bir kısmını IndieGoGo üzerinden yürüttükleri kampanyalar ile sağlıyorlar. Bu platformda ürününüzün tanıtımını ve satışını gerçekleştirerek girişiminiz için gerekli olan maddi desteği sağlıyorsunuz. Sistem insanların ürüne bağış yapmaları ya da ürün satın alarak desteklemeleri üzerine kurulu. Yukarıda kısaca özetlediğim bu platformun kullanımı yurt dışında oldukça yaygın. Bu platformlarda pazara çıkmadan önce ürünler büyük gelirler sağlayarak yollarına devam etmekteler. Bu gelirlerin ürünlerin ‘iyileştirilmesi’ noktasında oldukça değerli olduğu ise ayrıca üzerinde durulması gerekmeyen bir konu.

jani_004

Bu noktada Jani’nin IndieGoGo kampanyası ise tanıtım kampanyalarımızın oldukça iyi geçmesine rağmen oldukça kısır kaldı. Bu durum bir şeylerin göstergesidir ve ülkemizdeki teknoloji sektörü ile yurt dışı karşılaştırması yapabilmemiz için bir zemin hazırlar. Ürünümüz konusunda insanlardan olumlu dönüşler almış olmamızın yanı sıra, ürünü çok beğenseler ve kullanmak isteseler de kampanyadan satın almak ve böyle bir platformda desteklenmesini sağlamak konusunda çekimserler.

Bu durum dünyada teknoloji sektörü hızla ilerlerken ülke içi pazarımızın neden teknolojiyi arkadan takip ettiğinin de göstergesidir. Bu gibi platformlar sayesinde insanlar hem ürünün geliştirme süreci için bütçe sağlamakta, hem tanıtımını yapmakta, hem ürün satışı yapmaya başlamakta ve insanlarla fikir alışverişi içinde kalarak ürünün yeni nesilleri için birikim yapmaktadır. Bu platformu kullanmak isteyen bir ürünün ülke içi pazarda kesinlikle destek bulamamış olması ile teknoloji sektörünün neden dünyayı bir adım geriden takip ettiğini birlikte okuyabiliriz diye düşünüyorum.

Türkiye’nin yeni nesil teknolojilerde gelişmesi için sizce neler gerekli? Kitle kaynak fonu, kuluçka merkezleri, melek yatırımcılar vs. ne kadar yeterli?

Kitle kaynak fonu, kuluçka merkezleri, melek yatırımcılar ve benzeri oluşumlar elbette ‘nesnelerin interneti’, yapay zeka, elektrikli otomobil ve benzer alanlardaki gelişimleri desteklemesi açısından oldukça önemlidir fakat daha önemlisi insanların yeni ve hızla gelişen teknoloji dünyasına ayak uydurmuş olması ve bu dünyadaki açıkları hissettikten sonra boşlukların kapatılması için bir şeyler önermesidir diye düşünüyorum. İhtiyaçları tayin etmeden sadece ‘nesnelerin internetine’ bir katkıda bulunmanın pek yarar sağlayacağını düşünmüyorum.