Tüm dünyada sayıları hızla tükenen arıların yok olması, Einstein’ın deyişiyle insanlığın sonu demek. Bunu da anlamak hiç de zor değil. Çiçeklerin ürettiği polenlerin doğal dağıtımı yok olursa, tarımın sonu gelecek. Durum bazı ülkelerde o kadar ciddi boyuta varmış durumda ki, Hindistan’ın bazı bölgelerinde tarım işçileri polenleri elle dağıtmak zorunda kalıyor.
Arıların olmaması aynı zamanda balın da bitmesi demek. Yani, doğanın insanlığa en büyük lütuflarından biri olan, asla bozulmayan tek gıda. Japon bilim insanları, yaklaşan büyük tehlikeye karşı önlem bulmak adına geç kalmadan kolları sıvadı ve ilk ümit verici çözümü üretti. At kıllı robotik drone.
Chem dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, uzaktan kumanda ile yönünü bulan mikro drone arılar, jelatinli at kılı sayesinde bir çiçekten aldığı poleni bir diğerine taşıyabiliyor. Yine de, sadece laboratuvar ortamında test edilen drone’lar henüz otonom değil ve açık havada denenmediler.
https://www.facebook.com/verge/videos/1341470585889281/
Arılar dünyayı terk ediyor
Robotik tarafında hal böyleyken, küresel arı popülasyonları hiç iyi durumda değil. İklim değişikliği, tarım ilaçları ve hastalıklar nedeniyle sayıları ciddi olarak azalan arılar, en çok ABD’deki tarıma darbe vurmuş durumda. Ülkedeki arı popülasyonunun 2015-2016 yıllarında yüzde 44 azaldığı tahmin ediliyor. Arı kolonilerinde yaşanan azalma, ABD ekonomisine her yıl 15 milyar dolar zarar veriyor. ABD, geçtiğimiz yıl Hawaii’de yaşayan yedi ile orta eyaletlerinde yaşayan yaban arısını nesli tükenme tehdidi altında olan hayvanlar listesine eklemişti.
Arı kolonilerini vuran ‘Koloni Çöküş Hastalığı’na karşı çözüm arayan Japon araştırmacı Eijiro Miyako, 4x4cm boyutlarındaki drone’lara jelatinli at kılı döşeyerek bir arının tüylü vücudunu taklit etmeye çalıştı. Jelatini kaplayan yapışkan jelatin, drone çiçeklere değdiği zaman polenleri alıyor ve bir diğer çiçeğe taşıyor. Uzaktan kumanda ile yapılan testlerde, drone arı başarıyla polen transferi gerçekleştirmeyi başardı.
Robotik arılar barış için kullanılmalı.
Robotik arılar bizi öldürebilir mi?
Miyako’nun çabası önüne bir türlü geçilemeyen arı nüfusundaki azalışa karşı alınan ilk önlem değil. Harvard Üniversitesi araştırmacıları, 2013’te statik elektrik ile yüzeylere tutunabilen RoboBee adlı robotu geliştirmişti. Miyako, The Verge’e verdiği bilgide robotik arılarını yapay zeka, GPS ve yüksek çözünürlüklü kameralar ile güncellemeyi planladığını belirtti. Ardından, ne kadar başarılı oldukları çiftliklerde test edilecek.
Black Mirror izliyorsanız, aklınıa bal arılarının hack’lenerek insanlara saldırdıkları bölüm gelmiş olmalı. Miyako, böyle bir ihtimalin düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre tüm arılar barış için kullanılmalı.
Peki, ya Skynet robotik bal arılarını ele geçirirse?
İlginizi çekebilir: Norveç’te arılar için otoyol açıldı.