Dünyanın en büyük deneyini temsil eden Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC), Kasım 2016’da bir gelinciğin müdahalesi sonucu geçici olarak devre dışı kalmıştı. Kaya sansarı (stone marten), bir alt istasyonun tel örgülerini aşarak 66 kilovolt enerji taşıyan enerji kablosunu ısırmak gibi süper talihsiz bir eylemde bulunmuştu (Belki de insanlığın doğadaki varlığını protesto etmek için sabotaja yeltenmişti).
Elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden sansar, o dönem yapılması planlanan yeni Higgs Bozonu deneylerinin ertelenmesine yol açmıştı. Gelin görün ki, duyarlı bilim insanları adı konmayan sansarın talihsiz ölümü karşısında tepkisiz kalamadı. Her nasılsa kapıldığı akıma rağmen tek parça kalmayı başaran sansar, artık Rotterdam Doğal Tarih Müzesi’nin bir parçası.
Domino rekorunu sabote eden kuş da var
Müzenin direktörü Kees Moeliker, Guardian’a yaptığı açıklamada sansarın ‘Ölü Hayvan Hikayeleri’ sergisinde yer alacağını belirtti. Moeliker, serginin odak noktasının ‘insan ve hayvan hayatının giderek daha fazla çarpışması ve her ikisi için de dramatik sonuçlar doğurması’ olarak tanımladı. Sergide yer alan tüm hayvanların ölüm nedeni, insan varlığı.
Sergide yer alan hayvanlar arasında 23,000 domino taşını devirerek bir rekor girişimini yanlışlıkla sabote eden ve bu yüzden vurulan serçe; McDonalds McFlurry kazanına düşen kirpi; sarhoş olduktan sonra akvaryumdan kendisini çıkararak yutmaya çalışan adamın ağzında ölen kedibalığı var.
Kedibalığı, savunma olarak yutulmaya çalışıldığında dikenlerini çıkarsa da hayatta kalamamış. Şarhoş Hollandalı ise bir hafta yoğun bakımda yatmış.
Sansarsız olmaz
Aslına bakılırsa müzeye düşen sansarın hikayesini tamamlayan kişi Moeliker’in kendisi. Nisan 2016’da yine elektrik çarpmasından ölen bir sansarı sergiye eklemek istemiş ama onu almaya gittiğinde bilim insanlarının onu çoktan attğını öğrenmiş. Ardından, ikinci sansar vakasında vakit kaybetmeden LHC’nin yolunu tutmuş.
Moeliker’e göre dünyanın en büyük deneyini bir sansarın durdurmuş olması anlam taşıyor. “Çevreye ve doğaya ne yaparsak yapalım etkisinden hiçbir zaman kurtulamayacağımızı göstermek istiyoruz.”