Çin, siber saldırılara dayanıklı kuantum ağ geliştiriyor

Çin, ABD'nin uzlaşmacı girişimleri sürerken geri adım atmak yerine siber savaş gücünü yeni bir boyuta taşımaya hazırlanıyor. Pekin ile Şanghay arasında inşa edilen kuantum şifreli ağ, dünyanın siber saldırılardan etkilenmeyen ilk bilgisayar ağını temsil etmeyi amaçlıyor.

0
3512
china quantum01
china quantum01

61398 gibi dünyanın en güçlü siber ordularına sahip olan Çin, agresif politikasına karşı misillemelere karşı koymak için dünyanın ilk kuantum şifreli bilgisayar ağını kurmak için çalışıyor. Daily Telegraph’ın verdiği bilgiye göre, Pekin ile Şanghay arasında yaklaşık 2000 km uzunluğundaki fiber optik bağlantı, kuantum şifreli anahtarlar ile korunacak.

Dünyanın ilk uzun mesafeli kuantum şifreli ağı, Çin’in finansal ve askeri bilgilerini ‘hacker saldırısı geçirmez bir kalkanla’ savunacak. 2016’da hizmete sokulması planlanan kuantum bilgisayar ağın, 2030 yılında küresel alanda aktif olacağı verilen bilgiler arasında.

Edward Snowden etkisi

Projenin başında yer alan isim Hefei kentindeki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden (USTC) kuantum fiziği profesörü Pan Jianwei. Pan, Çin basınına yaptığı açıklamada projenin ‘Edward Snowden tarafından ortaya çıkarılan ABD Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) skandalının ardından belirdiğini’ ifade etti. Snowden’ın sızdırdığı bilgiler sonucunda sürekli siber saldırıya uğradıklarını anladıklarını belirten Pan, birçok donanımın ithal edilmesi nedeniyle Çin’in acilen kendi şifreleme teknolojisine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

95 milyon dolara mal olması beklenen kuantum ağı, Çin Merkez Askeri Komisyonu tarafından en çok destek gören projeler arasında. Kuantum ağının, her 10 bin kullanıcı için 16 milyon dolar ek bütçe gerektireceği tahmin ediliyor.

Tamamlandığında, kuantum ağının dünyanın en büyük bankası olan Çin Endüstri ve Ticaret Bankası’nın (ICBC) para transferlerini gerçekleştirmek için kullanılması bekleniyor. Ancak bu tür bir teknolojinin kritik bilgileri koruması gibi avantajlarının yanında dezavantajları da olacak.

Kendini dengeleyen sistem

Kuantum şifrelemenin en büyük avantajı, şifreli anahtarların fotonlardan oluşuyor olması. Fotonların deşifre edilebilmesinin tek yolu, elektromanyetik kuvvetin kuvvet taşıyıcıları olan temel parçacıkların ölçülebilmesi ki, bu oldukça düşük bir olasılık. Fotonlar aynı zamanda kuantum ağına yapılacak bir müdahalenin çok kolay tespit edilmesini de sağlayacak.

Teorik olarak ‘hacker geçirmez’ bir özellik sunsa da, kuantum ağı güvenlik açığa da içeriyor. Fotonların çok uzun mesafeler kat edememesi, Pekin ile Şanghay arasında kurulacak ağın devre düğümleriyle desteklenmesini gerektiriyor. Daily Telegraph’ın Pekin muhabiri Malcom Moore, kuantum ağının Nanjing gibi şehirlerin de yer aldığı dolambaçlı bir yoldan geçeceğini böylece iki şehir arasındaki 1200 kilometrelik mesafenin neredeyse 2000 bin kilometreye ulaşacağını belirtti. Söz konusu mesafede fotonların ilerlemesi için en az 20 devre düğümü gerekiyor. Bu devreler, kuantum ağında hacker’lara saldırı için fırsat verebilecek tek hedefler olarak beliriyor. Fotonların kısa mesafelerde hareket edebilmesi, kuantum ağların gelişim sürecini de uzatan en önemli etken.

Çin, başarısı şu an sadece tahminlere dayanan kuantum ağı ile siber savaşlarda önemli bir deney de gerçekleştirmiş olacak. 2014 sonu ile 2015 yazı arasında tamamlanması planlanan ve 2016 başında aktif olması beklenen kuantum şifreli ağ, internet güvenliğinde yeni bir sayfa açabileceği gibi siber savaşlardaki dengeleri de sarsabilir.

NSA de kuantum bilgisayar geliştiriyor

Profesör Pan, kuantum şifreli ağın hayata geçmesini takip eden yıllarda bulut sunuculardaki sıradan fotoğraflara kadar tüm verilerin yeni teknolojiyle korunma altına alınacağını belirtti. Çin’in kuantum şifreleme alanında gösterdiği ilerlemeyi ekonomik gelişmeye bağlayan Pan, Ar-Ge çalışmalarına yapılan yatırımın 2006-2007’de patlamasıyla bugünlere geldiklerini belirtti. Üniversiteden çıkan teknoloji, Kuantum İletişim Teknolojisi şirketi tarafından ticarete dönüştürülmeye başlandı bile.

Çin yeni teknolojisi üzerinde çalışırken, NSA de boş durmuyor. Her türlü şifreli kodu kırabilen bilgisayarlara sahip olduğu öne sürülen NSA’in, süper hızlı işlem kapasitesi sayesinde şifreleri kolayca çözebilecek kuantum bilgisayar geliştirdiği de iddia ediliyor. Yine de Çin’in en iyi hacker’larının yer alacağı çok sayıda siber saldırı testi gerçekleştireceklerini belirten Pan ise kuantum şifreli ağın testlerde başarı elde edeceğine inanıyor.

Benzerlerini geride bırakıyor

Çin’in sanayi, uzay-havacılık ve bilişim teknolojilerinde hız kesmeyen yükselişi, Batılı uzmanları etkilemeyi de başarıyor. Daily Telegraph’a konuşan Kanada’nın Waterloo Üniversitesi’nden Raymond Laflamme, “Çin sınırları zorluyor… İnanılmaz bir hızla ilerliyorlar. Dünyada başka hiçbir ülkenin bu kadar hırslı planları yok” ifadesini kullandı.

Pentagon’un özel Ar-Ge kurumu DARPA’nın Massachusetts eyaletinde kurduğu dahil, dünyada altı kuantum şifreli veri transfer ağı yer alıyor. Ancak bu ağların ölçeği Çin’in projesine oranla çok küçük kalıyor.

Profesör Pan, NASA’nın Los Angeles ve San Francisco arasında benzer bir ağ inşa ettiğini, Google ve IBM’in de bu alanda önemli yatırımlar yaptığını belirti. Ancak şurası kesin ki, Pan Çin hükümetinin güçlü ekonomik desteğine güveniyor.

Çin, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmanın verdiği kozları küresel arenada sergilemekten hoşlanıyor ancak ekonomi çarklarını döndüren kömürün her yıl ülkede 670 binden fazla insanı öldürdüğüne dikkat çekmek gerek.

Not: Bu makalenin orijinali Turkcell Blog’da yayımlanmıştır.