Düşünce okuyarak çalışan ilk biyonik bacak

0
8107
bionicleg 02
bionicleg 02

İzlanda merkezli Ossur firması, düşünce ve bilinçaltı refleksleri okuyabilen biyonik protez geliştirdiğini duyurdu. Biyonik protezler, gerçek zamanlı öğrenme yeteneği sayesinde kullanıcısının yürüme tarzına uyum sağlıyor.

Ortopedik donanım üreten Ossur firması (akılda kalıcı bir isim olmuş), felci ortadan kaldırmayı amaçlayan dış iskelet teknolojisinin ardından protez alanında çığır açabilecek büyük bir gelişmeye imza attı.

Firma, ‘düşünce ve bilinçaltı ile kontrol edilebilen’ biyonik bacak geliştirdiğini ve protezin bugüne kadar iki kişi üzerinde başarıyla denendiğini duyurdu. Ossur, her iki kişinin ‘bir yıldan uzun süredir biyonik bacaklarıyla yaşadığını ve hiçbir sorun yaşamadıklarını’ açıkladı.

Biyonik bacağın öne çıkan özelliği, sezgisel kontrolün yanı sıra gerçek zamanlı öğrenme yeteneğine sahip olması. Böylece fizik tedaviyle aylar gerektiren eğitime kıyasla kullanıcının yürüme tarzını daha kolay öğrenebiliyor. Protezi kullanan kişi, düşünceyle kontrol edilen diğer protezlere göre sürekli atacağı adımı düşünmek zorunda kalmıyor.

Hastanın adımlarını düşünmesine gerek yok

Biyonik bacağın vücutla uyumumu, kullanıcının protez nakledilecek bölgesindeki kaslara ameliyatla nakledilen 5×3 mm boyutlarındaki IMES (implant edilmiş miyoelektrik alıcılar) sağlıyor. Alıcılar, istenilen hareketi düşünce aracılığıyla biyonik bacağa iletiyor, böylece düşünceyle hareket sağlanıyor.

Ossur araştırmasının başını çeken ortopedi uzmanı Dr. Thorvaldur Ingvarsson, ‘kullandıkları teknoloji sayesinde protezin sezgisel de kontrol edilebildiğini ve benzerlerine kıyasla vücuda daha uyumlu olduğunu’ söyledi.

Ingvarsson, ‘kullanıcıların bilinçaltı reflekslerinin otomatik olarak miyoelektrik sinyallere çevrilmesi sayesinde biyonik protezin doğrudan düşünce aracılığıyla kontrol edilmesine gerek olmadığını’ belirtti.

[ossur.com]
[ossur.com]

‘Sürreal bir deneyim’

Yeni nesil biyonik protezi deneyen iki kişiden biri olan 48 yaşındaki Gudmundur Olafsson, sağ bacağını çocukken geçirdiği bir trafik kazasının neden olduğu komplikasyonlar sonucunda kaybetmiş. Olafsson, biyonik protez sayesinde eski gücüne kavuştuğunu ve neredeyse hiç topallamadığını belirtiyor.

Popular Science’a konuşan Olafsson, protezin ‘gerçekten sürreal bir deneyim olduğunu ve ilk denediğinde ağladığını’ söyledi.

Bileğini 11 yıl aradan sonra tekrar hareket ettirmeye başladığını anlatan Olaffson, ‘protezle eğitim esnasında bacak kaslarını kullanmayı tekrar öğrendiğini ve güçlendiğini, böylece tekrar yürümeye başladığını’ belirtti.

Bilim-kurgu çağına bir adım daha

Ossur CEO’su Jon Sigurdsson, zihinle kontrol edilen biyonik protezlerin yeni nesil biyonik teknolojilerde büyük bir rol oynacağını belirtti.

Biyonil bacağın yapay diz ve ayak gibi protezlere de uyum sağladığını not düşen Sigurdsson, ‘sadece düşünceye değil sezgisel hareketlere de uyum sağlayan protezler sayesinde vücuda tamamen uyumlu protezler geliştirmeye yaklaştıklarını’ söyledi.

Sigurdsson dedikleri 21. yüzyılın yarısına kalmadan felç ve sakatlıkları tamamen ortadan kaldıracak biyonik teknolojilerin gelişeceği düşüncesini güçlendiriyor. Gerçeğinden farksız insan dokusuyla kaplı biyonik protezler, önümüzdeki on yıllarda gözden kol ve bacağa kadar birçok eksiğimizi gerçeğinden daha mükemmel iş görecek bir şekilde tamamlayabilir. Dış iskelet teknolojisi ise yakın gelecekte felçli insanları ayağa kaldırmayı vaat ediyor.

Gelişmeler ümit verici

Biyo-teknoloji alanında geride bıraktığımız birkaç yıl içinde fazlasıyla ümit verici birçok gelişme yaşandı. Chicago Biyonik Tıp Merkezi Rehabilitasyon Enstitüsü tarafından geliştirilen biyonik bacak, Zac Vawter’a nakledildi. Bacak, düşünce yerine, Vawter’ın topallayan bacağındaki sinirlerin biyonik bacaktaki alıcılarla iletişim kurmasıyla çalışıyor. Vawter, naklin ardından merdiven çıkabilmek dahil birçok temel faaliyetini yerine getirebilmeye başladı.

Johns Hopkins Üniversitesi’nde geçtiğimiz yıl yapılan bir diğer önemli çalışmada, Leslie Baugh’a ilk biyonik çift kol nakli yapıldı. Baugh, geçirdiği ameliyatlar sonrasında göğsündeki sinirler aracılığıyla biyonik kolları kontrol edebilmeye başladı.

Avusturya’da yapılan çalışmada ise üç hastaya dünyanın ilk biyonik ellerinin nakledildiği açıklandı. Hastalar sinir ve kas dokusu nakliyle ellerini su doldurmak ve düğme bağlamak gibi birçok işlemde kullanabilmeye başladı.

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, 3D yazıcılar da hem insan hem de hayvanların tedavisi için büyük önem teşkil etmeye başladı. Pekin Üniversitesi geçtiğimiz yıl 12 yaşındaki bir hasta için 3D yazıcıda ilk kez omur üretildiğini açıklarken, ABD’de yaşayan Derby adlı köpek doğuştan sahip olmadığını ön bacaklara kavuşmuştu.