Kepler Uzay Teleskobu çok sayıda yeni gezegen keşfetti

1
6556
kepler gezegenler
kepler gezegenler

NASA’nın “Kepler” görevinde gezegen avcısı uzay aracının 1.284 yeni gezegen keşfettiği doğrulandı ve Kepler’in bugüne kadar keşfettiği gezegenler içerisinde en geniş gezegen keşfini barındıran görev olarak tarihe geçti.


NASA bilim insanı Ellen Stofan
:

“Bu duyuru ile birlikte bu rakam Kepler’in bugüne dek teyit ettiği gezegen sayısından iki kat daha fazla, bu bize sonunda bir yerlerde başka bir Dünya’yı keşfedebileceğimiz umudunu veriyor.”

 

Temmuz 2015’te Kepler Uzay Teleskobu‘nun gezegen keşfi kütüphanesinde, tespit edilen 4.302 potansiyel gezegenin analizi çıkarıldı. Aralarında 1.284 potansiyel gezegenin %99 yaşanabilir bir gezegen özelliğine sahip olabileceği sonucuna varıldı. Analiz edilen diğer 1.327 potansiyel gezegen büyük olasılıkla yanlış bir analizin sonucu ve zaten onlarda %99’un içerisinde değiller. Kalan 707 tanesinin ise başka bir astrofiziksel olgu olma olasılıkları yüksek. Ayrıca 984 potansiyel gezegen daha önce diğer tekniklerle bu analizde belirlendi.

NASA Astrofizik Bölümü Direktörü Paul Hertz
:

“Kepler Uzay Teleskobu fırlatılmadan evvel, galakside nadir ya da yaygın ötegezegenler (Güneş dışı gezegen) olup olmadığını bilmiyorduk. Kepler ve onun araştırma topluluğuna teşekkür ediyoruz, çünkü artık yıldızlardan daha fazla sayıda gezegen olabileceğini biliyoruz. Bu bilgi gelecekteki görevler için evrende yalnız olup olmadığımızı öğrenme konusuna giderek daha yakın olduğumuzu bizlere bildiriyor.”

Keplerin gezegen keşif yöntemi


Kepler, 9 Mayıs’ta güneşi transit (hiç duraklama yapmadan) geçen Merkür gibi çok uzak gezegenlerin farklı sinyallerini yakaladı. İki yıldan fazla bir süre önce Güneş sistemimizin dışında gezegenlerin ilk keşfinden bu yana, araştırmacılar potansiyel gezegenleri ayrı ayrı doğrulama zahmetine giriştiler.

Bugüne kadar teyit edilen 3.200’den fazla ve yaklaşık 5.000 potansiyel gezegenden Kepler tarafından keşfedilenlerin sayısı 2.325’i buluyor. Kepler 2009 yılının Mart ayında fırlatıldığında Dünya benzeri karasal ve yaşanabilir potansiyeli olan gezegenleri bulmak üzere NASA’nın başlattığı ilk görevdi. Kepler 4 yıldır gökyüzünde tam 150.000 yıldızı gözetlerken, NASA’nın 2017 yılında fırlatılması hedeflenen Transit Geçişli Ötegezegen Araştırma Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite) adlı uzay aracı yakındaki gezegenleri ve 200.000 parlak yıldızı gözlemlemek için aynı yöntemi kullanacak ve Kepler’in aksine, tüm uzayı tarayacak.

Bahsedilen bu “Transit geçiş” ya da “Transit geçiş sinyalleri” uzaktaki bir ötegezegenin büyüklüğünü, yörünge süresi (veya orbital periyodu) ve kütlesini hesaplamak için kullanılabilir. Bazen bir transit geçiş sinyali Dünya’nın yörüngesindeki başka bir şey yüzünden yanlış algıya düşürebilir. Ancak yeni matematiksel modeller sayesinde NASA çok daha geniş bir ölçekte Kepler’in potansiyel ötegezegen olarak gördüğü gezegenleri tespit etmeyi başarıyor.

Yeni-onaylanan gezegenler içerisinde 550 tanesinin kendi boyutuna göre küçük ve Dünya gibi kayalık olduğu, tespit edilen ötegezegenlerden dokuzunun ise yaşanabilir potansiyel gezegen olduğu kaydedildi.

ASTRONOMLAR GALAKSİMİZİN YAŞANABİLİR BİR BÖLGESİNDE 10 MİLYAR CİVARINDA DÜNYA BENZERİ GEZEGEN OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORLAR.

Bu 9 gezegenin eklenmesiyle birlikte Kepler şimdiye kadar, sadece 21 Dünya benzeri karasal ve yaşanabilir potansiyel gezegen tespiti yaptı. Fakat uzay aracının verilerine dayanarak, NASA’nın Ames Araştırma Merkezi’nde Kepler görevinde yer alan bilim insanı Natalie Batalha “Astronomlar galaksimizin yaşanabilir bir yörünge noktasında 10 milyar civarında Dünya benzeri gezegen olduğunu tahmin ediyor” sözlerini aktarıyor.

NASA kısa zamanda Kepler teleskobunun tespit ettiği bu ötegezegenlerin atmosferini incelemeyi umuyor. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) 2018’de üzerinde büyük uğraşlarla çalıştıkları ve şimdiye kadar yapılan en güçlü uzay teleskobu olan “James Webb Uzay Teleskobu” görevini başlatacak. James Webb ötegezegenlerin atmosferini ışıkölçer ile ölçerek, potansiyel gezegen olup olmadıklarını daha ayrıntılı olarak inceleyecek. Böylece bir gezegenin yüzeyinde biyolojik yaşam olup olmadığı bulunabilecek.

Başlıca keşif yöntemleri

Son olarak, gökbilimciler bu heyecan verici keşifleri belli başlı yöntemler kullanarak gerçekleştiriyorlar. Bizde bunları sizlerle başlıklar halinde paylaşıyoruz:

1- Radyal Hız Yöntemi

2- Gök Ölçümü (Astrometri) Yöntemi

3- Geçiş (Transit) Yöntemi

4- Atarca Kronometresi Yöntemi

5- Kütleçekimsel Mikromercekleme Yöntemi

6- Maskeleme Yöntemi

7- Polarimetri Yöntemi

Kaynak: NASA, Vikipedi

1 Yorum

  1. Her şey çok güzel gelişmeler iyi fakat insanoğlunun bence daha önemli yapılacak işleri var.Bilindiği gibi küresel ısınma ve iklim değişiklikleri beraberinde kuraklık ekolojik dengenin bozulması dünyamızı felaketin eşiğine getirmiştir.Bunlara daha çok yatırım yapmakta fayda vardır aşırı silahlanma dünyanın dengesini bozmuştur.Nükleer silah denemeleri,fabrika kimyasal atıkları vb. yüzünden ozon tabakası delikleri büyümüştür bunun sebebini de spreylere atmışlardır.İnsanoğlu bunun çaresini yeni dünyalar keşfetmekte aramaktadır.Bu işler oldukça fazla finansal güç gerektirmektedir.Birde yeni dünyalar keşif etsek bile oralara ulaşmak şu anki teknoloji ile imkansız gözüküyor.Tabii Abd ışık hızını geçen uzay gemisi yapmadıysa.Nasa nın uzay teleskopu Kepler bulduğu dünyaya en çok benzerliği olan gezegenin Kepler 438b olarak açıklamışlardı .Bu da dünyaya uzaklığı 475 ışık yılı uzaklıkta olduğu tespit edimiştir.Bu durumda da bu dünyaların benim fikrimce keşfi insanlığa şu an için hiç bir faydası yoktur.Ne zaman oraya gidecek bir teknoloji yaparlarsa o ayrı tabi bilemeyiz belkide o teknolojiyi yapmışlardır.Son söz olarak insanlığın kurtuluşunun silahsızlanma olduğunun kanısındayım.