Michio Kaku uzaylılar tarafından kaçırılırsak ne yapmamız gerektiğini anlattı

0
7634
darkmatter space
darkmatter space

Michio Kaku sosyal medyanın en aktif astrofizikçilerinden bir tanesi. Bazıları tarafından modern Einstein olarak tanımlanan Kaku, kısa süre önce aramızdan ayrılan Stephen Hawking gibi dünya dışı canlılar ve uzay yolculuğu hakkında sık sık konuşma yapıyor. Bilim portalı Curiosity ile podcast düzenleyen Kaku, en son konuşmamızda uzaylılar tarafından kaçırılma ihtimaline değindi.

Kaku, ilk olarak Dünya dışı akıllı medeniyetler ile 21. yüzyıl bitmeden temas kuracağımıza inandığını belirtti:

“Bir sinyal alacağız… Şimdi bu noktada bazılarının ‘Hey profesör, bu aptalca. Ben zaten uzaylılar tarafından kaçırıldım. Bir uçan dairenin içindeydim. Var olduklarını biliyorum’ diyeceklerini biliyorum. Bu yüzden size tavsiyem şu: Bir şey çalın.”

Evet, oldukça mantıklı değil mi? Kaku sözlerine şöyle devam etti:

“Ne olacağı umurumda değil. Bir uzaylı kağıt tutucu, çip, bir raptiye olabilir. Bir şey çalın ki sonradan böbürlenecek malzemeniz olsun. Aksi takdirde uzaylılar tarafından kaçırıldığınızı inanındırmanız çok zor olur.”

“Uzaylılar ortalama 300 kilo olmalı”

Dünya’ya gelmek için kozmik otoyol kullanacaklar

Kaku, Dünya dışı varlıklarla karşılaşmamızın bilim-kurgu filmlerinden çok farklı olacağını düşünüyor. Ne dev uzay gemileri ile fiziksel bir ziyarette bulunacaklar, ne de içimizde kuluçkaya yatıp makarna yerken karnımızı parçalayarak dışarı fırlayacaklar. Tersine, o kadar gelişmiş bir durumdalar ki ışık hızı ile yolculuk zahmetinde bulunmadan zihinlerini lazer ile gönderecekler. Kaku şöyle diyor:

“Çok gelişmiş olan Dünya dışı medeniyler uzayın dört köşesinde UFO’lar ile gezinmeyecek. Çünkü bu çok sakarca olurdu… Lazer ışınları ile yolculuk edecekler… En basitinden zihinlerini lazer ışını üzerine koyacak ve Evren boyunca ışık hızında seyahat edecekler… Dünya’nın hemen yanında milyarlarca dijitalleşmiş canlı taşıyan bir süper otoyol olabilir ve biz bunu bilmeyecek kadar aptal olabiliriz.”

Michio Kaku: Dünya dışı akıllı varlıklarla temastan kaçınmalıyız

Samanyolu Galaksisi.

Bizimle temasa geçseler fark eder miydik?

Dünya dışı medeniyetlerin gelişmişlik seviyesini ilk olarak Kardashev ölçeğinde değerlendirmeye başladık. Tip I seviyesinde iseniz, medeniyetiniz için gerekli olan tüm enerjiyi gezegeninizden karşılıyorsunuz. Tip II, kendi yıldızını soğururken, Tip III bulunduğu galaksiden enerji çekebiliyor. Peki insanlık nerede?

Bizer Tip O olarak başlı başına bir şahaseriz. Halen enerjimizi ölü bitkilerden ve hayvanlardan (fosil yakıtlar) aldığımız gibi 100 yıl önce kullanmaya başlayabileceğimiz elektrikli araçları bugüne saklayacak kadar benciliz. Halen, gezegenimizden dışarı çıkmaya çabalıyoruz.

Kardashev ölçeğine göre bizimle temasa geçecek dış medeniyetin ölçeği en az Tip II olmalı. Ancak böyle bir lütufta bulunsalar bile bizim bunu anlayamama ihtimalimiz var.

“Uzaylılara eşitliği vurgulayan mesaj iletilmeli”

Andromeda (M31) galaksisi.

Dev uzaylıların dokunaçları

Kaku, her ne kadar pek ihtimal vermese de Dünya dışı akıllı varlıkların gezegenimize fiziksel olarak da gelebileceğini düşünüyor. Bu aşamada, fizyolojilerinin bizimkiler ile benzerlik içerdiğini düşünüyor.

“Bana kalırsa uzaylıların bize benzeyen üç temel niteliği olacak… Üç sebepten daha üstün olabiliriz. Birincisi bizim stereo gözlerimiz var. Bu avcının özelliğidir ve avcı avından akıllıdır. İkincisi, baş parmağımız var. Bu da nesneleri tutmamızı sağlayan bir araç. Üçüncü olarak, dil kullanıyoruz. Bizlerden sonra gelen nesillere ve diğerlerine bilgi ve akıl transfer edebiliyoruz.”

Ancak bu özellikler uzaylıların kesinlikle insan görünümlü olduğu anlamına gelmiyor. “Baş parmak yerine dokunaçları olabilir. Aynı zamanda el-göz koordinasyonu olduğu sürece bir tür iletişim dilleri de vardır.”

Kaku, kısa süre önce yayımlanan bir videosunda “uzaylılarla temastan kesinlikle sakınmamız gerektiğini” belirtmişti. Kaku, Dünya dışı akıllı canlıların bizimle konuşmasının bizlerin ormanda sincaplarla konuşmaya çalışmasına benzeyeceğini söylemişti. En son açıklamalarının ardından, temasın tek taraflı olması gerektiğini anlıyoruz. Eğer Dünya’nın yakınlarında bir süper otoyol bile varsa, onu keşfetmekle yetinmemiz Kaku’ya göre daha mantıklı. Peki gerçekten kozmik bir otoyol keşfetmiş olabilir miyiz?

ESA, Dünya dışı akıllı medeniyetlere sinyal gönderdi