Neptün sistemi Triton ‘ortalığı dağıtmadan’ önce sakin bir yerdi

0
6170
triton 00r3
triton 00r3

Triton’un geçmişi, Güneş Sistemi’nin ilk zamanlarına ait sayısız bilinmeyen saklıyor. Kuiper Kuşağı’ndan gelerek Neptün yörüngesine girdiğine inanılan Triton, anlaşılan o ki davetsiz misafir olarak geldiği sistemi duman etmiş.

Triton hakkındaki en dikkat çekici özellik, Güneş Sistemi’nde yörüngesinde olduğu gezegenin aksi yöne dönen tek uydu olması. Neptün’ün çekim gücüne kapılarak Kuiper Kuşağı’ndan geldiğine inanılan Triton’un sistemdeki diğer uyduları nasıl etkilediği merak konusuydu. Yapılan hesaplamalar, Neptün sisteminin Triton öncesinde çok daha huzurlu bir yer olduğuna işaret etti.

Güneş Sistemi’ndeki diğer tüm gaz devleri (Jüpiter, Satürn ve Uranüs) birbirlerine çok yakın uydu sistemlerine sahip. Bu gezegenlerin her biri, sahip oldukları uyduların kütle toplamından 10,000 kat fazla kütleye sahip. Bir-iki orta ve büyük ölçekli uydunun dışında (Titan, Enceladus, Ganymede gibi) üçünün de onlarca mikro uydusu bulunuyor ve her biri ana gezegenleri ile aynı yönde dönüyor.

Yukarıda çizilen resmin yanında, Neptün farklı bir görünüm sergiliyor. Gezegenin çok sayıdaki küçük uydusu ya kendisine çok yakın ya da çok uzak. Her birinin yörünge rotası Neptün ile aynı olsa da, ters yönde giden Triton büyük bir soru işaretinin doğmasına neden oluyor.

Bir gün Triton’da yaşamak mümkün olacak mı?
Voyager-2 tarafından çekilen Triton’ın yakın çekim renkli fotoğrafı. [NASA]

Züccaciye dükkanına giren fil

Triton’un kamikaze bir asteroid gibi Neptün sistemine giriş yapmasından önce nasıl bir görünüme sahip olduğunu anlamak için ABD’nin Southwest Araştırma Enstitüsü’nden Robin Canup ve İsrail’in Weizmann Bilim Enstitüsü’nden Raluca Rufu simülasyonlar hazırladı. Sonuçlara göre, Neptün bir zamanlar Uranüs’ünkine eşit kütlede bir uydu sistemine sahipti. Ancak bu uzun sürmedi. Triton tabiri caizse uyduların arasına daldı ve kendi düzenine sahip sistemi duman etti.

İki araştırmacı, Neptün’ün Uranüs benzeri bir uydu sisteminden bugüne geldiğine işaret eden üç önemli bulguya değindi: Birincisi, Neptün’ün ilk uyduları çarptığı zaman Triton’u yok edemeyecek kadar küçüktüler. İkincisi, çarpışmalar zamanla Triton’u yavaşlattı ve bugünkü Neptün’e yakın ve inişli-çıkışlı yörünge hareketini kazanmasını sağladı. Üçüncüsü, Neptün’ün dış uyduları tek parça halinde kalmış olmalıydı.

Araştırmayı inceleyen Carnegie Bilim Enstitüsü’nden Scott Sheppard, “Asıl soru, Triton’un Neptün çevresindeki uzun yörüngeden nasıl bugünkü dairesel yörüngeye geldiği. Bunun olabilmesi için uydunun yavaşlamasını sağlayacak miktarda enerji yayması gerekiyor” dedi.

Canup ve Rufu’nun hesaplamaları, Triton’un Neptün’ün diğer uydularını sağa-sola savurduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda bazılarıyla çarpıştı ve yavaşlayarak bugünkü yörüngesine kavuştu. Bu dönüşüm Triton’un Neptün sisteminin uzaklarına gitmesini önleyecek kısa bir sürede gerçekleşti. Böylece dış uydular tek parça halinde kalabildi.

NASA buz devlerini inceleyecek uzay aracı için ilk adımı attı
Voyager-2, Triton’un yanından geçtikten sonra Neptün ve uydusunu böyle görüntüledi. [NASA]

Frankenstein’ın canavarı

SETI Enstitüsü’nden Matija Cuk, “Neptün’ün orijinal uydularının neye benzediğine dair bilgiye sahip olmamız dış gezegenlerde karşılaşabileceklerimiz hakkında bize ipucu verecek” yorumunda bulundu.

Yine de, Canup ve Rufu’nun elde ettiği sonuçları teyit etmek Neptün’e bir gün uzay aracı gönderilse bile çok zor. Triton buzuk bir uydu ve jeolojik faaliyetleri halen devam ediyor. Bu yüzden milyonlarca yıl önce yaşanmış çarpışmaların izleri büyük oranda silinmiş olabilir.

Cuk, Triton’un “neden yapıldığını” araştırmaları halinde daha iyi sonuçlar elde edebileceklerini düşünüyor: “Triton bir nevi Frankenstein’ın canavar uydusu… Eğer hesaplamalar doğru ise uydunun yaklaşık yüzde 10’u Neptün’ün orijinal uydularından kopan parçalardan oluşuyor olmalı.”

Triton yıldız sistemimizin en gizemli noktalarından biri. Bir gün yörüngesine gidecek bir uzay aracı sadece Neptün sisteminin değil, Kuiper Kuşağı’nın bilinmeyenleri hakkında inanılmaz bilgiler sunacak.

Uranüs’ün uydusu 1 milyon yıl içinde isyan çıkarmaya hazırlanıyor