Triton’da yaşamak mümkün olacak mı?

0
6017
Triton 02
Triton 02

Neptün’ün ‘aksi uydusu’ Triton, Güneş Sistemi’nde koloni kurulabilecek yerler listesinde en arka sıralarda yer alıyor. Dünya’ya olan uzaklığı nedeniyle erişmesi çok zor bir hedef olsa da, benzeri bulunmayan özellikleriyle ayrı bir yere sahip olan Triton, bir gün Plüton ve ötesini açılan üs görevini görebilir.

Güneş Sistemi’nin iç kısmındaki gezegen ve uydulara kıyasla, Asteroit Kuşağı’nın ötesindeki gaz devlerinde ayak basılabilecek çok fazla kayalık alan bulunmuyor. Jüpiter ve Satürn gibi, gezegen sıralamasının en sonunda yer alan Neptün de insan göndermek için ideal bir yer değil. Güneş Sistemi’ndeki en gizemli yerlerden biri olan Triton ise ayak basılacak belki en ilginç uyduyu temsil ediyor.

Güneş Sistemi’nde yörüngesinde bulunduğu gezegenin yörüngesine ters yönde hareket eden tek uydu olan Triton, bu özelliğiyle ‘isyankar’ olarak da görülebilir. Bugüne kadar tek bir insan yapımı uzay aracının yakınından geçtiği Triton’dan geriye, esrarengiz fotoğraflar kaldı.

Voyager-2 uzay aracının 1989’da çektiği en belirgin fotoğrafta, uydunun güney yarımküresi görülüyor. Kaya ve donmuş nitrojenden oluşan yüzey, düz ve krater alanlardan oluşuyor. Pürüzsüz alanlar, görünümünü Triton’un yerkabuğundan püsküren ve ince atmosferi aracılığıyla etrafa yayılan toz ve nitrojen gazı dumanından alıyor. Gaz ve toz püsküren bacaların yanında durmanın bir canlıya nasıl bir etki yapacağı konusunda bir tahmin yürütmek zor.

[NASA]
[NASA]
Space.com’a konuşan Imperial College London öğretim üyesi Adam Masters, ‘dumanı ortaya çıkaran faaliyetlerin kaynağını halen çok iyi anlayamadıklarını, gayzerlerin yanında durmanın ise sakıncalı olabileceğini’ belirtti.

Uzay fizikçisi Masters,Triton’un ince atmosferinde esen rüzgarların hissedilmeyecek kadar zayıf olduğunu söylüyor. Atmosferi Ay’ınkine benzerlik gösteren Triton’da hava olayları ve gökyüzü renkleri oluşmuyor.

Güneş’i görünüyor ama…

Neptün ve Dünya, yörünge hareketleri esnasında Güneş’in aynı tarafında dönerken birbirlerine en fazla 4,3 milyar kilometre yaklaşıyor. Güneş’in ayrı taraflarında hareket ederlerken ise mesafe 4,7 milyar kilometreye çıkıyor. Güneş ile Neptün arasındaki mesafe ise 4,5 milyar kilometre.

Bu kadar uzak olması, Neptün’e Güneş ışınlarının ulaşmadığı anlamına gelmiyor. Neptün, Güneş etrafında bir turu tamamladığı 165 yıllık yolculuğunun 80 yılında Güneş ışınlarına maruz kalıyor. Güneş’in etkisi, Triton’da mevsimsel değişimleri tetikliyor. Artan ısı, donmuş haldeki nitrojen, metan ve karbon monoksiti buharlaştırıyor ve atmosferin bir nebze kalınlaşmasını sağlıyor.

Voyager’ın Neptün sistemini terk ettiği 1989’dan itibaren, Triton’un güney yarımküresindeki atmosfer basıncının dört katına çıktığı tahmin ediliyor. Bu kuvvet, Dünya’nın yüzeyindeki basıncın ancak 20 binde 1’ine denk geliyor.

Dahası, Triton’daki mevsimler Dünya’dakine kıyasla belirgin değişimler ortaya koymuyor. Yüzey sıcaklığı ortalama -235 derece olan Triton, Güneş Sistemi’ndeki en soğuk nokta.

Voyager-2 tarafından çekilen Triton'ın yakın çekim renkli fotoğrafı. [NASA]
Voyager-2 tarafından çekilen Triton’ın yakın çekim renkli fotoğrafı. [NASA]

İkili sistemden koptu

Triton’un neden aksi bir uydu olduğu, Güneş Sistemi’nin erken dönemlerinde saklı. Gökbilimciler, Ay ve diğer uyduların aksine, Triton’un ana gezegeninde yaşanan bir çarpışmadan doğmadığını düşünüyor.

Nature dergisinde Mayıs 2006’da yayımlanan araştırmaya göre Neptün, çekim kuvvetini kullanarak Triton’u bir diğer sistemden ‘çaldı.’ Triton’un, milyarlarca yıl önce Plüton ve uydusu Charon gibi iyi geçinen bir sisteme ait olduğu ancak Neptün’ün gücüne yenik düştüğü tahmin ediliyor. İsyankar uydunun neden ters yönde döndüğünü de bu teori açıklıyor.[quote_box_right]Triton’da Güneş Batı’dan doğuyor ve Doğu’dan batıyor.[/quote_box_right]

Triton’da bir gün, altı Dünya gününe eşit. Eğer bir gün Triton’da eviniz olursa, gündoğumu ve günbatımına Güneş Sistemi’nde başka hiçbir yerde görmeyeceğiniz şekilde tanık olacaksınız. Gökyüzünde küçük bir nokta olarak belirecek Güneş, Batı’dan doğacak ve Doğu’dan batacak.

Ancak Triton’un süprizleri bununla yeterli değil. Neptün, çaldığı uyduğu doğru yöne sokamadığı gibi, yörünge hareketini de düzeltememiş. Triton, Neptün’ün etrafınd inişli-çıkışlı, yani meyilli bir yörüngede hareket ediyor. Bu sayede, eğer eviniz Neptün’e bakan bir tarafta olursa, mavi devin ekvator ve kuzey ile güney kutup bölgelerini pencerenizden izleyebileceksiniz.

Neptün, 11 Temmuz 2011'de keşfedildiği 1846'dan bu yana Güneş etrafındaki ilk dönüşünü tamamladı. Hubble Uzay Teleskobu, aynı günlerde birçok yıldönümü fotoğrafı çekti. [NASA]
Neptün, 11 Temmuz 2011’de keşfedildiği 1846’dan bu yana Güneş etrafındaki ilk dönüşünü tamamladı. Hubble Uzay Teleskobu, aynı günlerde birçok yıldönümü fotoğrafı çekti. [NASA]
Masters, Triton’dan bakıldığında, Neptün’ün Ay’ın Dünya’da olduğundan 10 kat daha büyük göründüğünü belirtti. Bu da, pencerenizden teleskop olmadan Neptün’ün yüzeyini detaylı bir şekilde görebileceğiniz anlamına geliyor. Sadece bu örnek, Güneş Sistemi ve ötesinde yaşayacak insanların olağanüstü manzaralara tanık olacağını söylüyor.

Triton’daki düşük yerçekimi, Dünya’dakinin sadece yüzde 8’ine denk geliyor. Kısaca Güneş Sistemi’nin en soğuk uydusunda yürüyüşe çıkmak en düşünülmeyecek eylemlerden biri olurdu. Ancak bir gün Triton’da yaşamak isteyenleri en çok zorlayacak durum, Dünya ile iletişim olacak (tabii Dünya kalırsa). Işın ve radyo sinyallerinin Dünya ile Triton arasındaki mesafeyi kat etmesi, yaklaşık dört saat sürüyor.

Bir gün ulaşabilecek miyiz?

İnsanlık, 2030’lu yıllarda Mars’a, işlerin yolunda gitmesi halinde ise 2050 civarında Jüpiter’in uyduları Europa ve Ganymede’e ulaşmayı hedefliyor. Ardından sıra Satürn’ün uyduları Titan ve Enceladus’a gelecek.

Neptün, asteroit kuşağının ötesinde ulaşılması en zor yerlerden biri. Triton ise ayak basması ve hayatta kalması en zor yerlerden birini temsil ediyor. Ancak uydunun sunduğu zorluklar, 21. yüzyıl sonu veya 22. yüzyıl başlarında gerçekleşmesi muhtemel yolculuk için bir teşvik olabilir. Triton, koloni haline getirilmesi için uydunun sera gibi cam bir kalkan ile sarılmasına uzanan üstün uzay teknolojileri gerektirebilir.

Voyager-2, Triton'un yanından geçtikten sonra Neptün ve uydusunu böyle görüntüledi. [NASA]
Voyager-2, Triton’un yanından geçtikten sonra Neptün ve uydusunu böyle görüntüledi. [NASA]
İnsanlık beşiğinden çıkmayı başarırsa, Asteroit Kuşağı öncesi ve sonrasındaki ilerleyişi bir gün Triton’a ayak basmasını sağlayacak gelişimleri de getirebilir. Cüze gezegen Plüton’un öncesindeki son yaşanabilir yer olarak beliren Triton, belki de Güneş Sistemi’ndeki ilk çıkış kapısı olacak.

Ağustos 1977’de ateşlenen Voyager-2’nin Triton’a ulaşması 12 yıl sürmüştü. 2006’da ateşlenen New Horizons uzay aracı ise Ağustos 2014’te uzaktan göz kırptığı Neptün ve Triton’un 35 yıl sonra tekrar fotoğrafını çekti. Gizemli uydunun yüzeyinden ilk fotoğrafın ne zaman çekileceğini düşünmek, astronominin kendine özgü ve keyif verici gizemini yansıtıyor.

New Horizons, 10 Temmuz 2014'te 3,96 milyar kilometre öteden Neptün ve Triton'u fotoğrafladı. [NASA]
New Horizons, 10 Temmuz 2014’te 3,96 milyar kilometre öteden Neptün ve Triton’u fotoğrafladı. [NASA]