Pazartesi, Nisan 8, 2024
More

    Araştırma: Kedilerin kullandığı yüzlerce yüz ifadesinden yüzde 45’i arkadaş canlısı

    Kedileri anlamak ve anlayamamak arasında gidip gelmek yerine onlara boyun eğmeyi tercih etmenin en mantıklı çözüm olduğunu, kedilere olan sevgisi ile sık sık yabancı basında yer edinen Türkiye’de çok iyi anladıdığımızı düşünüyorum. Bu mantığa hizmet edecek bir araştırma kapsamında, bilim insanları kedilerin vücut dilini çok daha iyi anlamamıza ve ona göre buyrukları yerine getirmemize yardım edecek bir araştırmaya imza attılar.

    Araştırma, hal ve hareketlerinden ne düşündükleri ve hissettikleri daha zor olan ev kedilerinin vücut dillerinin ve mesajlaşma şeklinin sanılandan çok daha karmaşık olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, kedilerin mırlaması, tıslaması, hırlaması veya sırtını bükerek esnetmesi veya kuyruğunu uzatması gibi alışıldık hareketlerinin ötesinde tam anlamadığımız veya yanlış yorumladığımız birçok hareketleri daha mevcut.

    Genelde, kedilerin miyavlamayı kendi aralarında iletişim için değil ancak adaptasyon ve evrim sürecinde insanlarla iletişim için bir yöntem olarak geliştirdiğini düşünüyoruz. Behavioural Processes dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, kedilerin hakikaten “konuşabiliyor” hislerini yansıtmak için yaklaşık 300 yüz ifadesi kullanıyor.

    İnsanları yönlendirmek için 276 surat ifadesi

    Araştırmacılar Lauren Scott ve Brittany N. Florkiewicz, kedilerin iç dünyasını biraz daha iyi anlayabilmek adına Los Angeles’te yer alan bir kedi cafe’sinde 50 kediyi inceledi. Bir yıl süren gözlemlerde, cafe’nin kapalı olduğu saatlere ait toplam 194 dakikalık video kaydı incelendi. Görüntülerde, kedilerin birbirleriyle etkileşimleri esnasındaki surat ifadelerine odaklanıldı.

    Görüntülerin üzerinden geçip yüz kas hareketlerini kodladıkları zaman, ifadelerin doğrudan nefes alma, çiğneme, esneme veya diğer belirgin iletişim dışı fonksiyonlara ait olmadığını gördüler.

    İncelemeler, 26 farklı yüz hareketinden doğan, toplam 276 farklı yüz ifadesi tespit etti. Söz konusu yüz hareketleri arasında ayrık dudaklar, çene gevşetme, açık veya kısık göz bebekleri, göz kırpmaları, yarı kısık gözler, dudak kenarlarının çekilmesi, burun yalama, gevşemiş veya gerilmiş bıyıklar ve çeşitli kulak hareketleri yer alıyor.

    Araştırmacılar, kedilerin ortaya koyduğu yüz ifadelerini genel olarak iki kategoriye yerleştirdi: ‘Arkadaş canlısı’ yüz ifadeleri toplam ifadelerin %45.7’sini temsil ederken, ‘Agresif’ yüz ifadeleri %37 oranında belirdi. Geride kalan %18’lik yüz ifadelerinin ise belli bir kategoriye yerleştirilemeyecek kadar belirsiz olduğu belirtildi (kedilerin aşılamaz gizemi).

    Bilimsel araştırmalar halen insanların ve köpeklerin kaç yüz ifadesine sahip olduğunda kesin bir sonuca varmış olmasa da, insanların 44, köpeklerin ise 27 tane olduğu biliniyor. Öte yandan, şempanzelerin tam 357 farklı yüz ifadesi keşfedilmiş durumda.

    Kedilerin her bir yüz hareketinin tam olarak ne anlam ifade ettiğini tespit etmek bilim için çok zor olsa da, bugüne dek fazlasıyla aşina olduğumuz temel yüz hareketleri de mevcut. Örneğin ileriye dönük kulaklar, bıyıklar veya gevşek ağızlar arkadaşça bir tavrı sergilerken, gerilmiş ağız ve bıyıklar gerginliği temsil ediyor.

    Kediler insanlarla nasıl iletişim kuruyor?

    Okuması ne kadar inanılmaz olsa da, bilime göre kediler bazen insanları memnun etmek adına eylemler sergiliyor. En belirgin ve etkileyici örnek, kedilerin yavruluktan bu yana kendi aralarında iletişim kurmaktan çok insanlarla iletişim kurabilmek için miyavlaması.

    İnsanların ilk yakın dostu köpekler olarak bilinse de, kedilerin de insanlarla yaklaşık 15,000 yıl önce beraber yaşamaya başladığı düşünülüyor. Arkeolojik bulgulara göre, kediler ile insanlar arasındaki ilişki 12,000 ile 10,000 yıl önce simbiyotik bir ilişki tarzında doğdu. Kediler insanlara zararlı haşereleri yok ederken, insanlar tarafından beslenme imkanı buldular.

    İnsanların kendilerine fazlasıyla tolerans göstermeye başlamasının ardından kediler iki ayaklı ve kulakları yerden hayli yüksek varlıklar ile iletişim kurmakta zorlanmaya başladılar. Bu sebeple, yavru oldukları dönemde anneleri ile iletişim için kullandıkları miyavlamayı kullanmayı tercih ettiler.

    Bu bulgudan yola çıkarak, ev kedisinin en yakın akrabası Afrika yaban kedisinin evrimi incelendi ve kedilerin miyavlamasının zamanla daha yavru kediyi andıran bir hale dönüştüğü anlaşıldı. Bu yöntemi geliştirerek, zamanla insanları yönlendirme kabiliyetlerini ustalaştırdılar.

    Kediler birbirleriyle nasıl iletişim kuruyor?

    Her ne kadar kedilerin iletişimini ortaya koyan birçok yüz ifadesi tespit edilmiş olsa da, insanlarla ve kendi aralarında nasıl iletişim kurduklarına dair halen çok fazla belirsizlik var. Dikilmiş kulaklar, tıslama ve kuyruk sallama sinir ve gerginliği açıkça temsil etse de, kendi türleri arasındaki iletişime dair ince detaylar insanlar tarafından unutulmuş, fark belki de edilemez hale gelmiş durumda.

    Yavru kediler büyüdüklerinde insanlara miyavlamayı tercih ederken kendi aralarında farklı kuyrul sallama şekilleri ve göz teması gibi daha az belirgin yöntemler kullanıyor. Yetişkinlikte iletişim bükülen sırttan uzatılan kuyruğa ve yuvarlanıp göbeğini açmaya kadar birçok harekete genişliyor.

    Kedilerin vücut dillerinin yanı sıra kendi aralarında hırlama, tıslama ve mırlama ile iletişim kurdukları da biliniyor. Aynı zamanda birbirlerine sürtünmek veya sarılıp yuvarlanmak gibi yakın temastan da fazlasıyla hoşlanıyorlar.

    Kokular ve kimyasal izler de kediden kediye birçok bilgiyi aktarmak açısından yeterli oluyor. Kedilerin birbirinin kıçını koklamasının temel sebebi de bu. Kediler birbirlerini genel olarak kokuları ile ayırt ediyorlar. Özellikle birden çok kedi bulunan bir evde, veterinere götürülen ve üzerine birçok koku sinen kedi eve döndüğünde diğerleri tarafından bir süre mesafeli karşılanabilir.

    Kedilerin başlarını, yanaklarını ve çenelerini insanlara, nesnelere ve diğer kedilere sürtmesinin sebebi ise koku bezlerinde feromon biriktirirler. Böylece nerede olduklarını veya hangi alanın kendilerine ait olduğunu belirtirler. Özellikle kısırlaştırılmamış erkek kedilerin dışarıda bir yere işemeleri, genelde hakimiyet bölgelerinin sınırlarını çizmek olarak belirir.

    Birbirleriyle yaşayan kedilerin gözlemleri üzerinden kedilerin arkadaşça yüz ifadelerini daha çok sergiliyor olduğuna bakınca, ev ortamında çok daha uysal ve sakin olacaklarını düşünebiliriz. Buradan yola çıkarak kedilerin ev ortamında süper stres düşürücü özellikleri tekrar doğrulanmış oluyor.

    Yazı içindeki görsel: Manja Vitolic/Unsplash

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler