İnsanlık tarihinde hayatta olmak için en berbat dönem hangisiydi?

0
4612
death skull dijitalx pixabay 052
death skull dijitalx pixabay 052

Tarihçiler insanlık tarihinde yaşanan kıtlık ve doğal afetlerin hepsini gözden geçirerek hayatta olmak için en berbat dönemin hangisi olduğunu belirledi.

Yaklaşık 15,000 nükleer başlığın olduğu, buzulların yarısının eridiği ve okyanusların plastik ile kaplandığı dünyamızda birçoğumuzun aklından bir soru ara sıra geçiyor: Yaşamak için en berbat zaman hangisiydi?

Tarihçiler, Batı Roma İmpratorluğu’nun çökmesinin (M.S 476) ardından Avrupa’daki para sisteminin nasıl değiştiğini araştırırken, niyetleri olmasa da bu soruya yöneldi. Antuquity dergisinde yayınlanan araştırmada amaç, Alplerin derinliklerinde gömülü kar tanelerinde gümüş işlemekten doğan kirliliğin izlerini bulmaktı. Bu noktadan yola çıkıldığında, araştırmacıların karşısına doğal afetlerden iklim değişikliğine kadar yüzyıllar boyu yaşanmış olayların detayları çıktı.

Tüm detaylar ele alındığında, M.S 536 ile başlayan yüzyılın insanlık tarihindeki en berbat dönem olduğu sonucuna varıldı.

Harvard Üniversitesi’nden Ortaçağ tarihçisi Michael McCormick, “Eğer en kötü yıl olmasa bile hayatta olmak için en kötü dönemlerden birinin başlangıcıydı” ifadesini kullandı.

Art arda patlamalar

Söz konusu dönemi son derece zalim kılan sanılanın aksine savaşlar değil. Tersine aşırı sert yaşanan iklim olaylarının tetiklediği şiddetli kıtlık oldu. 536 yılında başlayan kıtlığın sebebine yönelik halen birçok teori olsa da, bazı araştırmalar “volkanik kışa” işaret ediyor. Bir yanardağın patlaması sonucu havaı kaplayan kül ve tozların Güneş’i bile örten “esrarengiz bir bulut” ortaya çıkardığı ifade ediliyor.

Her ne kadar hangi yanardağından bahsedildiği kesin olmada da, El Salvador’daki Ilopango şüpheliler listesinin tepesinde yer alıyor. Yeni araştırmada ise gizemli bulutu oluşturan yanardağın İzlanda’da yattığını savunuyor. Sebebi, Avrupa’daki buz çekirdeklerinin Avrupa ve Grönland’da bulunan parçacıklara kimyasal benzerlik gösteren volkanik cam içermesi.

Yanardağın neden olduğu etki o kadar geniş bir alanı etkiledi ki “Geç Antik Küçük Buz Devri” olarak ifade edilen dönem başladı. Küresel alanda tahıl üretimi düşerken kıtlık başgösterdi. Çin’de yazın kar yağdı, Peru susuzluktan kırıldı. Galik kayıtlarında “536 yılında ekmek üretiminin azaldığına” dair bilgiler bulunuyor. Öyle ki, kıtlıktan sadece dünyanın küçük bir kısmının etkilenmediği düşünülüyor. O dönem Ortadoğu’da yaşamış olan Bizanslı tarihçi Procopius, “Bulanık Güneş tutulması nedeniyle yaşanan korkuyu anlatmıştı.

İzlanda’da yaşanan volkanik patlama 536 yılının başlarında Kuzey Yarımküre’yi etkisi altına aldı. Dahası, 540 ve 547 yıllarında iki dev patlama daha yaşandı. Art arda gelen patlamaların tetiklediği iklim olayları kıtlığın üzerine salgın hastalıkları getirdi ve Avrupa 640 yılına kadar altından kalkamadığı bir ekonomik çöküşe sürüklendi. O sene, gümüş üretimi tekrar patlama yaşadı. İkinci bir patlama, ticaretin arttığı ve altına erişimin azaldığı 660 yılında yaşandı.

İmparatorluklar sarsıldı

Mini buz devri aynı zamanda birçok sosyal sorunu beraberinde getirdi. Bazı araştırmacılar 536 yılında yaşanan volkanik olayın imparatorluklara diz çöktürecek kadar güçlü olduğunu öne sürdü. Nature Geoscience dergisinde 2016’da yayımlanan araştırmada, volkanik patlamanın ardından gelen yüzyılda Sasani İmparatorluğu’nun çöktüğüne dikkat çekmişti.

Zamanında Ortadoğu’nun en güçlü uygarlıklarından biri olan Sasaniler, 627-628 yılları arasında yaşanan ve Ortadoğu’daki nüfusun yarısını yok eden “Sheroe Salgını”ndan büyük darbe yemiş ve ilerleyen yıllarda iç savaşa düşerek yıkılmıştı.

Sasanilerin yanı srıa, Doğu Roma İmparatorluğu gerileme dönemine girdi, Çin’de siyasi ayaklanmalar başgösterdi ve Avrasya’da kanlı kargaşalar görülmeye başladı.

Kısaca, kıtlığın küresel olmadığı biraz daha şanslı zamanlardayız.