Konuşurken göz temasında neden zorlandığımız belli oldu

0
3825
girl looking
girl looking

Birçoğumuz için geçerli olan ve belki aklımızda sebebini sorguladığımız bir durum söz konusu: Yüz yüze konuşurken istemsiz olarak gözlerimizi karşımızdaki insanın gözlerinden kaçırmamız.

Gözlerimizi neden kaçırdığımıza dair öne sürülen sebeplerden biri, konuşmanın sürekli göz teması ile zorlaşması. Bir diğeri, bu şekilde ara vererek dikkatimizi topladığımız. Son bir teori de karşımızdakine kısaca sıkıldığımızı belirtmenin bir yolu.

Kyoto Üniversite’sinden Shogo Kajimura ve Michio Nomura tarafından yapılan araştırma, yukarıdakilerin aksine farklı bir sebep öne sürüyor: Gözlerimizi beynin aşırı yüklenmesini önlemek için farklı bir yere kaydırıyoruz.

Beyniniz ısınıyor

Cognition dergisinde yayımlanan araştırmada, araştırmacılar 26 deneği bir kelime oyununa soktu. Deneklere bir isim verildi ve ardından bir sıfatla karşılık vermeleri istendi (örneğin ‘top’ dendiğinde ‘fırlatmak’ gibi).

Laboratuvar ortamında yapılan deneyde, denekler bilgisayar ekrandaki bir insan figürüyle konuştu. Deneklere, araştırmacıların daha önceden belirlediği ve zorluk derecesi değişen kelimeler soruldu. Örneğin ‘gökyüzü’ kelimesine verilebilecek yanıtlar çok fazla belirmezken, ‘yaprak’ kelimesine verilebilecek yanıt çok olduğu için deneklerin aklı karıştı.

Deneylerin ardından, deneklerin hangi kelimelere cevap vermek için en fazla zamanı harcadığı ve göz temasını kesme eğilimleri analiz edildi. Bulgular, deneklerin zor kelimelere yanıt vermek için daha fazla vakit harcadığını ancak göz teması kesildiğinde zamanın uzamadığını gösterdi.

Sonuç olarak, göz teması korumaya çalışırken beyinde bir sorunun cevabı için işlem gerçekleştirmenin zorlayıcı olduğu kararına varıldı. Beynin, göz temasını keserek kendisini zorlayan soruya daha iyi odaklanabildiği belirtildi.

Açıkçası denekler bilgisayar karşısında değil ama karşılıklı otursalardı utangaçlık faktörü de ölçülebilirdi. Japon araştırmacılar bunu düşünmüş olmalı. Muhtemelen durumun en temeline inmek istediler ve ortaya ‘işlemci performansı’ çıktı.