Kraliçe Victoria dönemindeki ölülerle fotoğraf geleneğinin hikayesi

0
6437
dead photo
dead photo

Ölülerin fotoğraflarını çekmek ve sergilemek günümüzde acımasız ve korkunç görünebilir fakat Kraliçe Victoria devrinde aileler bu yöntemle yakınlarının ölümlerinin acısını bir nebze hafifletebiliyordu.

Kraliçe Victoria döneminde ailelerin çok sayıda çocuk sahibi olması olağan bir durumdu fakat o dönemin şartlarında çocukların küçük yaşta ölmesi de oldukça olağandı. Çünkü Victoria döneminde ülke genelindeki difteri, tifo, kolera salgınları bir çok insanın ölümüne neden olmuştu.

Ölülerle çekilen fotoğraflardan önce ölülere ait parçalardan yapılan hatıralık eşyalar çok popülerdi. Ölülerden kesilen saçlar yüzük ve kolyelere konuluyordu. Ölülerin portresi yapılıyor ve portrede ölümün sembolleri yer alıyordu.

Bazı fotoğrafların baskısında ölüyü daha canlı göstermek için farklı işlemler yapılıyordu. Teknik açıdan büyük bir uğraş gerektiren post-mortem(Ölüm Sonrası) fotoğrafçılığı örneklerine bakıldığında fotoğrafdaki cansız bedenlerin sabit kalmasından dolayı canlı nesnelere oranla daha net görünmektedir.

Bunun dışında ölü kişinin arkasında dik durmalarını sağlayan destekler bulunur. Eğer ölü oturur vaziyetteyse kolları ile onu sabit tutan başka kişi bulunabilir. Ayrıca çekimden önce ölülere özel günler için sakladıkları kıyafetler giydirilir ve makyaj yapılır.

1800’lü yılların ortasında fotoğraf çekimi daha ucuz ve popüler hale gelmeye başladı. Fotoğrafların portreden daha ucuz olması sebebiyle de ölüm sonrası fotoğrafçılığı yaygınlaştı.

Victoria döneminde yaşanan difteri, kızamık ve kızıl hastalığı çocuklarda ölümcül oluyordu. Bu sebeple çocukları öldükten sonra aileler çocuklarının anılarını yaşatmak için fotoğraflarını çekiyordu. İlerleyen zamanlarda tıp alanında yaşanan gelişmeler çocukların yaşama şansını arttırdı ve ölüm fotoğraflarına talep giderek azaldı.