Japonya, Çin, Hindistan ve ABD’nin başını çektiği yeni nesil işbirliği kapsamında, otomotiv sanayisi uzay keşif görevlerinin önünü açmak için kollarını sıvamış durumda.
Japonya Uzay-Havacılık Ajansı (JAXA), Haziran 2021’de Honda Ar-Ge Şirketi ile duyurduğu işbirliği kapsamında benzersiz bir yenilenebilir enerji sisteminin geliştirilmesi için çalışmalara başladı. Geliştirilen sistem su moleküllerini yakıt için hidrojen, su ve yakıt hücresi üretmek için de oksijene parçalayacak bir elektrolizörden oluşuyor. Söz konusu sistem ilk olarak Ay ve Mars görevlerine mobilite kazandırmak için tasarlanırken, uzay keşfinin geleceğinde uzay istasyonları ve Dünya dışı gök cisimlerinde yaşam destek ünitesi olarak kullanılabilir.
Japonya’nın uzay keşfine merak salan tek otomotiv şirketi Honda değil. Toyota’nın en son teknoloji ile donatılmış Ay Keşif Mobilite Çalışmaları laboratuvarı 2019’dan bu yana JAXA ise Ay yüzeyinde görev yapacak bir “astronot taşıyıcı” üzerinde çalışıyor.
Japonya’nın bu çabaları aslına bakılırsa Ekim 2020’de ABD’nin birçok ülke ile imzaladığı Artemiz Accords anlaşmasının bir parçası olarak beliriyor. Ay ve ötesinde insan varlığını mümkün kılmayı amaçlayan anlaşmada yer alan ülkeler Avustralya, Brezilya, Kanada, İtalya, Japonya, Güney Kore, Lüksemburg, Yeni Zelanda, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Birleşik Krallık olarak beliriyor.
Heyecan verici bir girişim olarak görülse de, uzay otomotiv sektörü için gerçekten karlı bir alan olabilir mi?
Otomotiv sanayisi kolları küresel ekonominin dört bir yanına uzanan bir devi temsil ediyor. Petrol, doğalgaz, nadir mineraller, elektronik, gelişmiş materyaller, kimyasallar ve dijital teknolojiler başta olmak üzere sayısız alanda faaliyet gösteriyor ve yüksek yatırımlarda bulunuyor. Otomotiv sektörünün akıllı şehirlerin şafağında birçok donanım ve yazılım alanında sunduğu Ar-Ge, öte yandan küresel ısınmanın azaltılması için oynadığı rol gelecek adına kritik önem taşıyor.
Alman Daimler Group hakkında pek bilinmeyen bir bilgi, otomotiv devinin 15 yıldır Ay jeoloji üzerine araştırmalar yapan bir Araştoırma ve Gelişmiş Mühendislik tesisi bulundurması. Ulm kentine yer alan tesiste, Ay yüzeyinin kayalık yüzeyine ait detaylı haritalar hazırlanıyor. Proje, bir gün Ay yüzeyinde görev yapacak ve taş ile kayaları inceleyecek otonom keşif araçlarının önünü açacak. Otonom Ay keşif araçları, sahip olacakları yapay zeka ve navigasyon sistemi sayesinde kaza riskini en aza indirecek.
Atlantik’in öte tarafında ise General Motors ABD’li uzay-havacılık ve silah teknolojileri şirketi Lockheed Martin ile Ay Yüzey Aracı (LTV) adı verilen bir platform üzerinde çalışıyor. Bir diğer iki marka, Suzuki ve Audi ise sırasıyla Hakuto ve Lunar Quattro adı verilen iki Ay keşif aracı üzerinde çalışıyor.
Otomotiv ve uzay sektörünün arasındaki işbirliği Ay ve Mars görevlerinde mobilite kazandıracağaı gibi birçok uzay görevinde kullanılabilecek elektrik bataryaları, kendi kendine ısınan materyaller, bilgisayar görüşü, yeni nesil enerji depolama yöntemleri, kendi kendini onaran materyaller, dikey iniş ve kalkış (VTOL), araç içi iletişim sistemleri ve akıllı ulaşım sistemleri gibi teknolojilerin geliştirilmesini sağlayacak.
Pandemi kriziyle beraber ciddi bir yarı-iletken sorunu yaşayan otomotiv sektörü, gelişmiş teknolojilerin hepsini yeni araçlara yüklemek konusunda sınırlı kalıyor. Ancak uzay ajansları için bu konuda bir sınır bulunmuyor.
Yeni nesil roketleri otomotiv sanayi ateşleyecek
Otomotiv sektörünün mevcut uzay keşif görevlerinin arka planında oynadığı role dikkat çekmemiz gerekiyor. SpaceX’in arkasında Tesla, bir diğer roket üreticici Mitsubishi Heavy Industries arkasında ise Mitsubishi Motors yer alıyor. Kardeş şirketlerin otomotiv ve uzay-havacılık alanındaki etkileşimleri gerekli tecrübenin elde edilmesin kritik bir rol oynuyor.
Volvo ve Geely Motors’un sahibi Zhejiang Geely Holding Group, 2020’de yaptığı açıklamada uydu sektörüne gireceklerini ve hedeflerinin 6G telekomünikasyon uyduları ateşlemek olacağını duyurdu. Şu an için Zhejiang Geely Holding Group’un bağlantılı araçlar sektöründe V2V (vehicle-to-vehicle) ve V2X (vehicle-to-X) teknolojilerinin yanı sıra otonom sürüş ve navigasyon hizmetleri sunuyor.
2.27 trilyon dolarlık hacmi ile küresel otomotiv sektörünün 550 milyar dolarlık uzay-havacılık sektörünü de geride bıraktığını not düşmemiz gerekiyor. Hindistan’ın da uzay keşfi projelerine ilgi duymaya başlaması ile uzay sektörünün ihtiyaç duyduğu yatırımlar giderek artacak gibi görünüyor. Başbakan Narendra Modi kısa süre önce yaptığı açıklamada, Hindistan Sanayileri Konfederasyonu’nun (CII) Ar-Ge alanındaki yatırımlarını artırmasını istedi.
Yakın gelecekte iki sektör arasında ortak teşebbüslerin, satım alımların ve yatırımların giderek artması bekleniyor. Ay ve ötesindeki keşiflere duyulan ilgi yakın ve uzak gelecekte uzay keşfini nasıl yönlendirir bilinmez ama sayısız potansiyelin belirmesiyle birçok heyecan verici gelişme olabilir. Aklıma gelen bir örnek, okyanuslardaki nadir mineralleri çıkarmak zahmetine girişmek istemeyen Çin, Japonya ve ABD gibi ülkelerin bu amaç için Ay’a göz dikmesi olacaktır.
Kaynak: autocarpro