Otonom sürüş deneyimlerine son dönemlerde, Ford Focus ve Volvo SUV’leriyle Uber de katıldı. Bunun yanısıra Google ve Audi de otonom otomobil değil, otonomlara can verecek olan I/O teknolojilerini geliştirmekle meşgul. Uber’in de kullandığı LiDAR teknolojisi, ilk olarak Google’ın Hyundai ve Audi ile birlikte yürüttüğü projeler çerçevesinde karşımıza çıkmıştı. Prensip olarak hem yazılımıyla hem fiziksel olarak test aşamasındaki tüm sürücüsüz otomobil modellerinde LiDAR teknolojisi çalışıyor. Uber’e göre bunun gibi sürücüsüz otomobillerin gelişmesi için sensör hassasiyetlerinin ve süperbilgisayarların kırk fırın daha ekmek yemesi gerekiyor. Uber’in sürücüsüz otomobilleri ağırlıklı olarak Volvo XC90’larla belirli bölgelerde yollarda ancak araçlar 40km/s’i geçemiyor, köprü geçişlerinde metal kullanımı nedeniyle problem yaşıyor ve ayrıca kavşaklarda da sensörler eksik çalışıyor. Eksiklikleriyle, hazır haliyle yaklaşık 4 yıllık bir aktif test süresi var LiDAR teknolojisinin.
Sorulması gereken soru; LiDAR teknolojisi sadece 4 yılda gelişen bir teknoloji mi?
LiDAR teknolojisinin temelleri, DARPA’nın robotik gelişmelerinde kullanıldı. Robotların kendilerinden yol bulmaları için kullanılan bu sensör teknolojisinin I/O teknolojileri de sürücüsüz otomobillerde kullanılanla hemen hemen aynı. DARPA’nın testlerinde, Boston Dynamics’in kullandığı robotların yön bulma konusunda bu kadar başarılı olması, LiDAR teknolojileriyle bağlantılı. Zira bu teknolojinin temellerinin robotiklerle atılması nedeniyle sürücüsüz otomobiller bu kadar kısa süre içerisinde başarılı test süreçlerine sahip oldu. Ayrıca Google’ın Alphabet ile birlikte kendi sürücüsüz otomobilini ‘şak diye’ duyurmuş olması, Boston Dynamics’in bu teknolojiyi olumlu beslemesine borçlu.
Uber’in otomobillerinde kullanılan LiDAR ve diğer I/O’ların arayüzü.
Sürücüsüz otomobil : Big Data
Sürücüsüz otomobillerin yazılımlarının, sensörlerinin ve diğer tüm I/O’larının geliştirilmesi için kusursuz bir Big Data gelirine ihtiyaçları var. Bu ihtiyaç ise farklı firmalar tarafından sağlanıyor. Bizim bildiğimiz kadarıyla Amazon, Dell ve IBM, bu teknolojilerinin verilerini saklayan başlıca firmalardan. Aynı firmalar, DARPA süreçlerinde ve ABD’nin ordu teknolojilerinin de tedarikçisi ve ordunun verilerini saklayan firmalar. Bu firmaların ABD ordusuyla olan ilişkilerini daha önce Snowden belgelerinde teker teker görmüştük. Dolayısıyla, bu firmaların, otonom teknolojilerin verilerini askeri amaçlar ve teknolojiler için saklıyor ve geliştiriliyor olması şirketlerin “otonom projemiz ertelenmiştir” açıklamalarıyla daha da sık konuşulmaya başlandı.
Buna ek olarak; Uber’den hemen sonra ABD ordusunun da, bünyesine sürücüsüz askeri araçları katmış olması, LiDAR teknolojisiyle çalışan ve menzili daha da büyüyen silahların ülke envanterine girmiş olması bir tesadüf değil.
Apple, sürücüsüz otomobilin kendisini değil, yazılımlarını geliştiriyor
Apple, ‘sürücüsüz otomobil geliştiriyor’ dedikodularıyla tam olarak sağ gösterip sol vurdu. Yaklaşık 2 yıldır Apple’ın da sürücüsüz otombil geliştirdiğini duyuyorduk, ha duyurdular, ha duyuracaklar derken firmanın yetkilileri, bunun bir yazılım olacağına ilişkin özellikle McLaren dedikodularından söyle ‘çıtlatmışlardı’. Bunun hemen ardından firma çeşitli Wi-Fi teknolojilerinin, çeşitli bağlantı modemlerinin ve işlemcilerin de patentlerini duyurmuşlardı. Büyük bir ihtimalle firma, sürücüsüz otomobillerin bağlanabilirliğini ve sensörlerinin gücünü artırabilecek yazılımlar hazırlıyor. Daha önce WWDC 2017’de bununla ilgili bir konuşmanın yapılacağı iddia ediliyordu.
Sonuç olarak; Tüm bu sürücüsüz otomobiller peşi sıra ertelenirken sürücüsüz otomobillerin aslında bir ilüzyon olduğu, bunun aksine askeri amaçlar için geliştirilecek sürücüsüz ve drone teknolojilerinin temelleri, günlük kullanımda daha iyi geri bildirimler sağlaması ve daha yoğun bir test süresi yaşaması için, otomobilller aracılığı ile test ediliyor.