Çarşamba, Ekim 9, 2024
More

    Sürücüsüz otomobiller IBM’e rağmen getirdiği kadarını götürecek

    Sürücüsüz otomobil teknolojilerine hazır mısınız? Siz sürücülere pek birşey kalmayacak zira otomobillerdeki yapay zeka aygıtları kendi üzerine düşeni yapacak ve sürücünün sezgilerine ve kontrolüne gerek kalınmaksızın otomobiller kendi zekalarıyla hareket edecekler. Çok karmaşık bir teknoloji ve aşırı veri tüketmesi beklenen bir teknolojiden söz ediyorlar. Üstelik 2017 yılında ilk halleriyle yollarda olacaklar. Bu konuda lokomotif ülke Güney Kore, Almanya ve Japonya oldu. Özellikle Mercedes-Benz’in otomobilleri 2017’nin Cenevre Otomobil Fuarı itibariyle yollarda olması bekleniyor. ‘Bizce’ bir yorum yapacak olursak; Biraz özgüven eksikliği yaşayan bir gelecek teknolojisi.

    IBM Watson’ın yazılım gücü ve milyarlarca veri

    Öncelikle IBM Watson projesini pek küçümsememek gerekiyor. IBM, kendi içerisinde ayrı bir şemsiye oluşum hayata geçirerek IBM’in ve bilişim sektörünün ihtiyacı olan yapay zeka teknolojilerini çalıştırmakla meşguller. Bununla birlikte IBM Watson çerçevesinde Quantum bilgisayarların da geliştirdiğini biliyoruz. Özellikle finans sektöründe kullanılan yapay zeka teknolojileri, savunma sanayide kullanılan yapay zeka genel olarak IBM’in tekelindedir ve bu sektörlerde kullanılan yazılımlar bir şekilde sürücüsüz otomobillerin beyinlerinde test edilmeye başlandı ve sonuç olarak sürücüsüz teknolojilerin temeli oluşturuldu. Aslında 1930’lardan itibaren öğrenilen ve uygulanan sürücüsüz otomobil teknolojiler söz konusudur ancak işin içine otomobillerin öğrenmesi ve akıllanmasının girmesi gözlemlerimize göre 2001 yılında başladı.

    Yapay zekanın yanı sıra, uzmanlara, daha doğrusu sürücüsüz otomobil geliştiricilerine veri detayını sorduğumuzda kesinlikle yanıtsız kalıyoruz. 2017’de yollara inecek bir sürücüsüz teknolojiye sahip otomobilin verileri nasıl depolanacak, nasıl kontrol edilecek, güvenliği ve güvenilirliği nasıl sağlanacak? Üstelik IoT teknolojilerinin hayatımıza gireli 2 yıl olmasına rağmen sistem açıkları elle konulmuş gibi bulunup, sistemlerin hacklenmesini düşündüğümüzde, bu tarz veri teknolojilerinin pek sağlıklı (şimdilik) olmadığını da görüyoruz. Üstelik, Open Wi-Fi’lar tam olarak yeterli internet hızını sağlamazken ve sürücüsüz otomobillerin kesinlikle internete ihtiyaç duyduğunu da masaya koyduğumyzda zor ve sıkıntılı bir süreç bekliyor demektir.

    Şunu göz önünde bulundurun; Bir sürücüsüz araç, uydu teknolojilerini kullanacak, interneti kullanacak, otomobilin beyini, tıpkı insan beyini gibi nöron prensipleriyle bilgiye otomatik ulaşacak, diğer otomobillerle ve diğer nesnelerle iletişim halinde kalacaklar. İşte bu sorunsalları bir küme haline getirip, geliştiricilerin karşısına soru olarak koyduğumuzda, karşılaştığımız sadece boş bir bakış oluyor.

    Daha disiplinli karayollar getirse de yeni nesil terör saldırısı biçimi olabilir

    Nesnelerin, otomobillerin birbirleriyle iletişim kurmalarından bahsediyorsak ve bunları bilgisayarların yapacağını da düşünürsek, evet daha disiplinli bir karayolu sistemi bizleri bekliyor. Dahası sigorta firmaları (ki bu sigorta firmaları Türkiye’de de faaliyet halindeler) sürücüsüz otomobillere yönelik yeni anlaşma maddeleri uyarlıyorlar, fiyatlar oldukça düşüyor. Detaylarıyla düşünüldüğünde, 2014 yılında kamuoyuna tanıtılan sürücüsüz otomobiller bir pembe tablo oluştursa da lansmanlarda Çinli hackerların ‘patır patır’ hacklediği ve uzaktan kontrol edebildiği bu sürücüsüz otomobillerin geleceğinin biraz daha karanlık olabileceğini gösterdi.

    Şimdi ise uzmanlar konunun terör kısmını araştırıyorlar. Terör, genel olarak devlet otoritesine karşı oluşturulan ve halkı öldürmeye yönelik silahlı zorbalık olarak tanımlanır. Başta dağlarda geçen bu ideolojik kavga ve korku biçimi, son dönemlerde modernize olmakla birlikte kitlesel hale de geldi. Son dönemlerde IŞİD’in, Suriye’de Drone kullanmaları da buna bir örnek. Haydi, drone çok spesifik bir örnek dahi olsa Fransa ve Almanya’da araçlarla gerçekleştirilen terör saldırıları, ‘beni’ korkutmaya başladı bile.

    Şimdi, bu zamana kadar sürücüsüz otomobillerin getirdikleri ve getirecekleri konuşulmasına rağmen elimizde avantajdan çok dezavantaj var;

    • Muhtemel terör saldırıları
    • Veri teknolojileri nasıl geliştirilecek, nasıl kontrol edilecek?
    • Wi-Fi noktaları nasıl ayarlanacak, yine internet verilerinin kontrolü nasıl “muazzam” olabilecek?
    • Hack tehditleri nasıl savuşturulacak, üstelik yapay zekanın geliştirilmesi, güncellenmeleri ne kadar mutlak olacak?

    2017’de bu otomobillerin yollara gireceği aşikar, ancak bu bir felaketi de beraberinde getirebilir. Üstelik bu teknolojinin betasının dahi 5G’nin son sürümlerini beklemeleri gerektiği de açık ve seçik.

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler