Dünya’ya Yakın Nesneler (NEO) konusundaki en büyük sıkıntı, tespit edilmelerinin son derece zor olması. Bu durum özellikle boyutu küçük olan asteroidler için fazlasıyla geçerli. Ocak başında 700 kilotonluk 2017 AG13’ün geçişinin ardından, Dünya irili ufaklı göktaşlarının ziyaretine uğramaya devam ediyor. Her ne kadar NASA bu ay sonuna kadar 38 asteroidin bizi ziyaret edebileceğini söylese de, bu sayı sürekli artıyor.
En son tespit, geçişinden sadece saatler önce tespit edilen 2017 BH30. Catalina Sky Survey programı tarafından geçtiğimiz Pazar günü fark edilen göktaşı, ertesi gün Dünya’nın 65,280 kilometre yakınından geçti.
BH30’un 4,6 ile 10 metre arasında bir boyuta sahip olduğu tahmin ediliyor. Küçük görünse de Dünya’yı tehdit edecek şekilde yaklaşması gelecek için iyi bir işaret olmayabilir. BH30 öncesinde Dünya’ya en çok yaklaşan asteroid, Eylül 2016’da 39,000 kilometre yanımıza sokulan 2016 RB1 olmuştu.
Newly discovered asteroid #2017BH30 (~7m) has a VERY close flyby at ~0451UT on 30 Jan flying at ~40,000km from Earth https://t.co/7oJWMWX7rj pic.twitter.com/pCiW6GlKGp
— Massimo (@Rainmaker1973) January 29, 2017
Ay’ı kıskandırmak ister gibi geçiyorlar
Gökyüzündeki tehlikeli göktaşlarını inceleyen bilim insanlarının fazlasıyla dikkatini çeken bir durum söz konusu: Son anda karşımıza çıkan asteroidler arttığı gibi Dünya’ya giderek yaklaşıyorlar.
BH30, 2017’ye girdiğimizden bu yana Dünya’ya Ay’dan daha yakın mesafede geçen üçüncü asteroid oldu. Bir diğeri, Ekim ayında söz konusu mesafenin yarısı kadar (190,000 km) yaklaşacak olan 2012 TC4. Adından anlaşılacağı gibi TC4 yaklaşık beş yıl önce tespit edilmiş bir göktaşı. O gelip de yanımızdan geçene kadar kaç tane ‘son dakika asteroidi’ karşımıza çıkar bilemeyiz.
Sayıları giderek artan göktaşı ziyaretleri karşısında Dünya’yı koruyacak bir sistem mevcut değil. İsabet oranı çok yüksek bir füze sistemi akla gelecek en kolay fikirlerden biri olsa da, böyle bir teknolojiye erişmek yıllar gerektirecek.
Yer ve uzay teleskopları ile gökyüzünü tararken, aynı zamanda bu göktaşı yağmurunun sebebini de düşünmek gerekiyor. Yoksa Güneş Sistemi’nin bir köşesinde sapan görevi gören bir gezegen mi var?