Pazar, Aralık 8, 2024
More

    ‘Yıldız Savaşları’ evrenindeki gezegenlerden hangileri gerçek olabilir?

    Yıldız Savaşları serisi, Rouge One: Bir Star Wars Hikayesi ile hayranlarını fazlasıyla memnun etti. Serinin her yeni filmiyle beraber gökbilimcilerin merak ettiği soruların cevapları bulmaya da bir o kadar yaklaşıyoruz. 2018’de göreve başlayacak James Webb Uzay Teleskobu gibi en ileri teknolojiye sahip uzay araçları, bilim-kurgunun bize sunduğu dünyaların hangilerinin gerçek olduğunu bize gösterecek.

    NASA’lı gökbilimcilere göre Samanyolu Galaksisi’nde kurak Tatooine, sulak Scarif veya buz tutmuş Hoth gibi gezegenler bulunuyor olabilir. Kepler Uzay Teleskobu’nun yardımıyla bugüne dek 3,400’den fazla dış gezegen keşfeden NASA, geliştirilen bilgisayar modelleri sayesinde hayal gücünün gerçeğe ne kadar yakın olduğunu anlayabilecek.

    NASA, Yıldız Savaşları evrenindeki gezegenlerin gerçek olma ihtimalini değerlendirdi. Bazıları, Rogue One ve diğer filmlerde yer alanlardan bile tuhaf.

    Çift yıldızlı gezegenler – Tatooine

    Samanyolu Galaksisi’nde keşfedilen gezegenlerden bir tanesi Luke Skywalker’ın memleketine o kadar çok benziyor ki, gökbilimciler ona ‘Tatooine’ adını verdi. Gerçek ismi Kepler-16b olan gezegen, Dünya’dan 200 ışık yılı mesafede, Kuğu Takımyıldızı’nda yer alıyor.

    Satürn boyutundaki Kepler-16b’nin iki yıldızın yörüngesinde birden yer aldığı ortaya çıkınca, George Lucas duyduğu heyecandan ona Tatooine takma adı verilmesini kabul etti.

    NASA’nın Kepler teleskobu ile toplanan verileri inceleyerek Kepler-16b’yi keşfeden SETI araştırmacısı Laurance Doyle, “Doğruyu söylemek gerekirse iki günbatımının görüldüğü ilk gezegen sistemini keşfettik” ifadesini kullanmıştı.

    [Disney/Lucasfilm Ltd. & TM]
    Eğer Kepler-16b’nin yüzeyinde yürüme şansınız olsaydı, iki gölgeniz birden olacaktı. Bir fırtınada ise iki gökkuşağı belirecekti. Yıldızların konumu ve hareketinden dolayı, tanık olacağınız her günbatımı kendine özgü bir görünüm kazanacaktı. Güneş saatini hesaplamak için kalkülüs kullanmamız gerekecekti.

    Gökbilimcilerin geçmişte elde ettiği bir bilgi, Samanyolu’ndaki yıldızların neredeyse yarısının çift yıldız sistemine dahil olduğu yönünde. Yani Güneş’imiz gibi tek takılmak yerine bir komşuya sahipler.

    Gerçek Evren’deki Tatooine, bir Luke Skywalker yetişmesi için fazla soğuk ve gaz dolu bir gezegen. Yine de derin uzayın bir başka köşesinde bilim-kurgu versiyonu da bulunabilir.

    Tatooine olarak adlandırılan Kepler-16b’ye ait bir çizim. [NASA/JPL-Caltech]

    Çöl gezegenler – Jakku ve Jedha

    George Lucas’ın çöl gezegenlere olan sevgisini tüm Yıldız Savaşları hayranları biliyor. Bir NASA gökbilimcisi de yakın zamanda Yıldız Savaşları’ndaki çöl gezegenlerin gerçeğini bulacağını ümit ediyor.

    NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde astrobiyolog olan Domagal-Goldman, çöl gezegenlerin gerçeğe uygun olduğunu söylüyor. Goldman, “Bir tanesi tam da Güneş Sistemimizde yer alıyor; Mars. Güneş Sistemi dışındaki diğer çöl gezegenlerin Mars’tan daha yaşanabilir olması muhtemel” diyor.

    Goldman, Lucas’ın çöl gezegenleri öne çıkarmasını da doğru buluyor. Sebebi, Samanyolu’nun barındırdığı yaşanabilir gezegenlerin birçoğunun çöl olabileceği ihtimali. Aynı zamanda iklim bilimci olan Goldman, ‘bulacağımız birçok dış gezegenin çöl olacağını’ savunuyor.

    Goldman’a göre çöl gezegenler Samanyolu’nda oldukça fazla. Bazıları Tatooine ve Jakku kadar sıcak veya Mars ve Rogue One’da yer alan Jedha kadar soğuk.

    Çöl gezegenlerde suyun az bulunması ise Goldman’a göre bir avantaj. “Bu sayede daha yaşanabilir oluyorlar. Suyun fazla olması bir gezegendeki iklim değişikliğini de fazlasıyla etkiliyor ve bir gün Venüs kadar sıcak veya Europa kadar soğuk hale gelebiliyorlar. Ancak çöl gezegenler terraform yapılmadığı sürece oldukları gibi kalıyor.

    [Disney/Lucasfilm Ltd. & TM]

    Buzul gezegenler – Hoth

    Samanyolu Galaksisi’nde 2006 yılında keşfedilen bir süper-Dünya’ya Hoth adı verilmişti. Hoth, isyancıların buzul üssüne o kadar benziyordu ki, ‘The Empire Strikes Back’ filminin ardından gayri resmi olarak bu adla anılmaya başlandı.

    Optik Kütleçekimsel Mercekleme Deneyi (OGLE) ile tespit edilen gezegenin bilimsel adresi ise OGLE 2005-BLG-390L.

    Gerçek Hoth, yaşam barındırmak adına fazla soğuk bir gezegen. Ancak Titan ve Europa için düşünüldüğü gibi, Hoth da yüzeyi altında yaşam saklıyor olabilir. Dünya, yanardağların içinde, derin okyanus çukurlarında ve Antarktika’nın donmuş toprağında bile yaşam saklıyor.

    NASA, Jüpiter’in buzul uydusu Europa’nın yerkabuğu altında ne sakladığını anlamak için bir görev hazırlığı yapıyor. Titan’ın ardından, sıra Enceladus’un yeraltı okyanusuna gelecek.

    Titan. [NASA/ESA]

    Okyanus gezegenler – Kamino ve Scarif

    Dış gezegenleri sınıflandırmaya çalışan bilim insanları için çalışılması gereken en önemli gezegen Dünya. Dünya’daki yaşamın okyanuslarda başlamış olması da dış gezegen araştırmalarına yön veren temel bilgilerden biri.

    NASA Goddard Uzay Çalışmaları Enstitüsü’nden astrobiyolog Nany Kiang, “Dış gezegenlerin yaşama elverişliliği ve muhtemel yaşamın çeşitliliğini anlamak için Dünya’nın iklim bilimine ihtiyacımız var” diyor. Kiang’ın görevi, diğer yıldızların yörüngesinde yer alan gezegenlerin (yani dış gezegenlerin) ne tür bir bitki yaşamına sahip olabileceğine dair modeller geliştirmek.

    Henüz “Attack of the Clones”dan hatırladığımız ve yağmurların dinmediği Kamino veya Rogue One’da karşımıza çıkan kumsallara sahip Scarif gibi okyanusa sahip dış gezegenlerin varlığını tespit etmiş değiliz. Yine de donmuş okyanus dünyalarını temsil eden Europa ve Enceladus ile ilk adımı atmış bulunmaktayız. Kiang, yakın gelecekte okyanusa sahip bir dış gezegenin bulunacağına inanıyor.

    NASA Astrobiyoloji Enstitüsü’ne bağlı Sanal Gezegen Laboratuvarı direktörü Victoria Meadows, “Okyanus parıltısı uzun mesafelerden tespit edilebilir” ifadesini kullandı.

    Bir okyanusa sahip ilk parıltı, Satürn’ün en büyük uydusu Titan’ın sıvı metan göllerinden yansıyan ışınlar olmuştu.

    Obi-Wan Kenobi’nin gemisi okyanus dünyası Kamino’ya iniyor. [Disney/Lucasfilm Ltd. & TM]

    Orman gezegenler – Endor ve Takodona

    ‘Return of the Jedi’da yer alan Endor ve ‘The Force Awakens’ filminde ziyaret ettiğimiz Takodana, Dünyamız kadar yeşil gezegenler. Ancak astrobiyologlara göre dış gezegenlerdeki bitki örtüsü ağırlıklı olarak kızımı, siyah ve hatta gökkuşağı renklerinde olabilir.

    Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) araştırmacıları, birkaç ay önce Dünya’ya en yakın yıldız sisteminde gezegen keşfedildiğini açıkladı. Bizden sadece 4 ışık yılı mesafede yer alan Proxima Centauri b, bir kırmızı cücenin yörüngesinde yer aıyor.

    Victoria Meadows, Proxima Centauri sistemindeki yıldızın insan gözüne kayısı renginde belireceğini söyledi. Proxima Centauri b’ye ise bir uzay gemisinden bakma şansımız olsaydı rengi koyu mor ile açık mor arasında değişecekti. Eğer gezegenin yüzeyinden gökyüzüne baksaydık, menekşe renginde bir atmosfer görecektik.

    Millennium Falcon Takodana üzerinde uçuyor. [Disney/Lucasfilm Ltd. & TM]
    M cücesi olarak da bilinen kırmızı bir yıldızdan yayılan ışınlar sönüktür ve genelde kızılötesi spektrumda gözlemlenir. Güneş’te ise görünür spektrum içine düşen zıt bir durum söz konusudur.

    Proxima b, Ay-Dünya gibi yıldızına gel-git kilidi ile bağlı. Yani daima tek bir yüzü yıldızına dönük. Bu sebepler gündoğumu ve batımı da yaşanmıyor.

    Nancy Kiang, “Eğer (Proxima b yüzeyinde) fotosentez yapabilen organizmalar varsa, daimi olarka belli bir oranda ışık alıyorlar. Bu yüzden gezegenin bir yüzünde farklı tonlarda renklerden oluşan bir günbatımı görebiliriz” diyor. Kısaca, gün ışığı görmeyen kısmı ile ormanla kaplı olduğunu varsayacağımız diğer yüzüyle, Proxima b oldukça koyu bir nokta olabilir.

    Deniz yosunlarının derinlere indikçe yeşilden kahverengiye renk değiştirmesi gibi, bir kırmızı cüce gezegenindeki karanlıkta ve aydınıkta kalan bitkiler de renk değiştirecektir. Proxima b, bu anlamda bir gökkuşağını da andırıyor olabilir.

    Proxima b yüzeyinden temsili çizim. [ESO/M. Kornmesser]

    Koloniye dönen edilen gezegenler

    Yıldız Savaşları evreninde farklı yaşamlar içeren birçok gezegen yer alıyor. Evren’in görebildiğimiz alanında ise yaşam saklayan tek bir gezegen var – Dünya. NASA bilim insanları ise Güneş Sistemi dışında yaşam bulma ihtimaline sıcak bakıyor.

    Önümüzdeki birkaç yıl içinde en ileri teknoloji barındıran keşif araçları keşif görevlerine başlayacak. Kepler’in yerini dolduraracak Transiting Exoplanet Survey Satellite (TESS) ve Hubble’ın yeni versiyonu olacak James Webb Uzay Teleskobu (JSWT), dış gezegenlerin atmosferinde ne olup bittiğini anlamaya çalışacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde ise Wide Field Infrared Survey Telescope (WFIRST) bize Güneş benzeri yıldızların fotoğraflarını iletecek.

    Yeni kaşiflerin uzaya açılmasıyla, Güneş Sistemi dışında yaşam bulmaya bir adım daha yaklaşacağız (NASA, düşük yaşam formu seviyesinde en geç 10 yıla kadar Dünya dışı yaşamın bulunacağını öne sürmüştü).

    NASA dış gezegen keşfi programında yer alan Doug Hudgins, “Diğer gezegenlerde yaşam olduğu düşüncesi herkeste çok kişisel bir seviyede yankı yapıyor. Yıldız Savaşları yaşam dolu bir Evren’i yansıtıyor” diyor.

    “Kalbimizde keşfetmek yatıyor. Orada ne olup bittiğini öğrenmek istiyoruz. George Lucas ve Gene Roddenberry’nin hayal gücünden yola çıkarak, gerçekten atmosferin ötesine çıkıp yıldızları keşfedilebileceğimizi hissediyoruz.”

    Alpha Centauri AB çiftyıldız sistemi ile Proxima Centauri’nin parlaklığını gösteren fotoğraf. [Digitized Sky Survey 2]

    EN COK OKUNANLAR

    İlgili Makaleler