SpaceX’in, Mars yörüngesine göndermek istediği ama Asteroit Kuşağı’na yönelen Tesla Roadster’a gizli bir taşıma yükü olduğunu birçokları bilmiyor. Tarihi ateşleme öncesinde bilinmeyen taşıma yükü, “Arch” adı verilen bir mikro veri depolama biri. Madeni para büyüklüğündeki kuartz kristalinden yapılan Arch, uzayın zorlu koşullarında milyonlarca, hatta milyarlarca yıl veri saklayabilecek özelliğe sahip.
İleri teknoloji veri depolama birimi, ABD’nin California eyaletinde bulunan Arch Mission Derneği. Dernek, Arch’ın uzaya gönderilmesindeki amacın “gelecek nesiller için insanlığın bilgisini korumak ve uzay-zamanda yaymak” olarak açıkladı.
Küçültülmüş DVD veya Blu-ray görünümündeki Arch, Southampton Üniversitesi’nden fizikçi Peter Kazansky tarafından geliştirilen bir teknoloji. Arch’ın veri kapasitesi, yaklaşık 7,000 Blu-Ray diskine denk gelen 360 TB.
Falcon Heavy ateşlemesini “mükemmel sesleriyle” dinleyin
En az 5 milyar yıl boyunca insanlığın bilgisini taşıyacak
Tesla Roadster ile uzaya gönderilen ikinci kuartz kristal disk olan Arch 1.2, bugüne dek insanlar tarafından inşa edilen en uzun ömürlü veri depolama birimini temsil ediyor. Bilgilerin kuartz silika cama lazer nano-yapılandırma ile yazılmasıyla uygulanan “5D veri depolama” teorik olarak 14 milyar yıl bile (Evren’in ömrüne işaret eden en uzun süre) hayatta kalabilir.
Arch 1.2 diski şu an Starman’in koltuğunda oturduğu Tesla Roadster ie saatte 12,908 km hız ile ilerliyor. Taşıdığı bilgi ise Isaac Asimov’ın insanlığın bilgisinin Evren’de hayatta tutma konseptine dayanan “Üç Robot Yasası.”
Falcon Heavy’nin Dünya’nın yörüngesinde bıraktığı izin fotoğrafları
Güneş Sistemi ve ötesinde “Arch kütüphaneleri” kurulacak
Arch 1.1 ve 1.2 diski fikrini ortaya atan derneğin projeye verdiği isim “Solar Library” (Güneş Kütüphanesi). Derneğin kurucularından Nova Spivack, “Güneş Kütüphanesi milyarlarca yıl Güneş’in yörüngesinde gezinecek… Güneş’in etrafında bir bilgi halkası döndüğünü düşünebilirsiniz. Bu bilgiyi Güneş Sistemi ve ötesinde düzenlemek, kodlamak ve dağıtmak için atılan efsanevi bir insan projesinin ilk adımı” ifadesini kullandı.
Derneğin ilerideki hedefleri 2020 ve 2030 yıllarında sırasıyla “Lunar” ve “Mars” kütüphaneleri ateşlemek. İlk disk Ay’a, ikincisi ise ilk yerleşimcilere yardım etmek için Mars’a gönderilecek. Projenin nihai amacı ise çok daha enteresan:
“Arch Kütüphanelerini ve içerdikleri depolama cihazlarını birleştirerek Güneş Sistemi’nde merkezi olmayan bir okuma-yazma veri paylaşımı sistemi kurulacak. İnsanlığın gezegenimizde ve Güneş Sistemi’ndeki her gezegende öğrendiklerini saklayan kolektif, merkezi olmayan bir kütüphanenin başlaması ve büyümesini, insanlık yayıldıkça da Güneş Sistemi’nin bile ötesinde bilginin yayılmasını amaçlıyoruz.”
Fazlasıyla fantastik ve güzel bir düşünce. İnsanlığın her zaman aklını kurcalayan bilginin ölümsüzlüğü sorusuna oldukça başarılı bir çözüm olabilir gibi duruyor. Bu mikro disklerin Evren’in devasa mesafelerinde bir bilgi ağı oluşturmalarını sağlayacak teknolojiye ne zaman erişiriz, o da önemli bir soru işareti.
Peki Voyager ikizlerinin taşıdığı “Altın Plak“tan önce gelişmiş dış medeniyetler Arch 1.2’ye ulaşırsa neler olabilir?
