“Dünyanın geleceğini kurtarabilecek tek bir enerji türü var”

0
4434
arktik buz NASA iklim djx 01
arktik buz NASA iklim djx 01

Siyasal bilimci Joshua S. Goldstein ve enerji mühendisi Staffan A. Qvist’in makalesi, iklim değişikliği ile mücadele etmek adına hazırlanan planların gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. İki uzmana göre yenilenebilir enerji mutlak çözüm olmaktan çok uzak. Tersine, küresel ısınmanın neden olacağı afetleri önlemenin çok daha uygulanabilir bir yolu, nükleer enerjiye odaklanmaktan geçiyor.

Makaleye göre, eğer her ülke Almanya gibi elektriğinin büyük kısmını yenilenebilir enerjiden elde etseydi bu dünyanın enerji ihtiyacının sadece 5’te birine denk gelirdi. Bu noktaya erişilmesi halinde bile, gezegenin tümünü karbondan arındırmak için 150 yıl gerecekti. Öte yandan, birçok iklim bilimciye göre dünyanın iklim değişikliğine olan tahammülü 30 yıl içinde dolacak. Güneş çiftlikleri ve rüzgar güllerinin çok daha hızlı inşa edildiğini düşünsek bile, bu sefer çok fazla arazi ihtiyacı ortaya çıkacak.

Kısaca yenilenebilir enerji modeline dayanan kıyameti önleme senaryosunun değiştirilmesi gerekebilir. Goldstein ve Qvist’e göre “karbondan bağımsız, hava şartlarından etkilenmeye ve kısa sürede çok yüksek enerji üretilmesini sağlayacak” bir enerji türüne ihtiyacımız var. Tüm bunların cevabı da nükleer enerji olarak beliriyor.

İklim değişikliğini taşa çevirmenin yolu bulundu

Korkular ne derecede gerçekçi?

İki uzmana göre nükleer enerjinin göz ardı edilmesinin nedenleri tehlikeli kabul edilmesi ve nükleer atık endişesi. Çerbonil ve Fukuşima gibi felaketler kamunun fazlasıyla endişe duymasına neden olurken, Goldstein ve Qvist’e göre Çernobil bağlantılı ölümle diğer sanayi kazalarına kıyasla çok daha düşük.

Ayrıca, nükleer enerjinin geride bıraktığı atık miktarı kömür ve diğer fosil yakıtların ortaya çıkardığı atıklara oranla çok daha düşük. Makaleye göre, bir ABD’linin ömür boyu tüketeceği nükleer enerjinin ortaya çıkaracağı atık bir soda kutusuna sığabilir.

Goldstein ve Qvist, “iklim değişikliğinin etkileriyle daha hızlı şekilde mücadele etmek adına nükleer enerjiye yönelik planların yapılması gerektiğini, en mantıklı stratejinin bu olacağını” belirtti.