Gökyüzündeki ‘en yuvarlak’ gök cismi 5000 ışık yılı mesafede bulundu

0
4081
kepler11145123 02
kepler11145123 02

Dünyamız dahil birçok gök cisminin muntazam bir küre olmadığını biliyoruz. Dünya’nın okyanuslardan arınmış görüntüsü veya çiziklerle kaplı Charon gibi uydular buna iyi bir örnek iken, yıldızlar da sanıldığı kadar yusyuvarlak cisimler değiller.

Bunun sebebi ne derseniz, merkezkaç kuvvetinden bahsetmemiz gerekiyor. Yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri, söz konusu kuvvet sebebiyle ekvatorlar kısımlarında çıkıntı oluşturuyorlar. Gök cismi kendi ekseninde ne kadar hızlı dönüyorsa, merkezkaç kuvveti de o kadar kuvvetli oluyor. Haliyle, meydana gelen çıkıntı da belirginleşiyor.

Örnek olarak, Güneş kendi eksenindeki bir turu 27 günde tamamlıyor. Güneş’in ekvatordaki merkezinden geçecek şekilde çizilecek hayali bir çizgi, yıldızın iki kutbunu birleştirecek çizgiden yaklaşık 20 kilometre daha uzun geliyor. Dünya’nın her 24 saatte bir dönüşünü tamamladığı ekvator çapı ise kutup çapından 42 kilometre daha uzun.

Dünya’nın Güneş’ten ne kadar küçük olduğunu düşündüğümüzde, gök cisimleri arasındaki basıklığın ne kadar farklılaştığını da görebiliyoruz.

Kepler teleskobunun elde ettiği verileri inceleyen bilim insanları, 5000 ışık yılı mesafedeki Kepler 11145123’ün ise alışılmışın dışına çıkan bir ‘keskinliğe’ sahip olduğunu belirtti.

Kepler 11145123 ile Güneş'in karşılaştırılması. [Mark A. Garlic]
Kepler 11145123 ile Güneş’in karşılaştırılması. [Mark A. Garlic]

En göz alıcı yıldız

Gökbilimciler, bugüne dek inceledikleri sayısız yamuk yumuk gök cisminin ardından nihayet çizmeye doyamayacakları bir yıldız keşfetti.

Science Advances dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Kepler 11145123 adlı yıldız neredeyse mükemmel bir küreyi temsil ediyor.

Kepler Uzay Teleskobu, Kepler 11145123’ün titreşimlerini 2009-2013 yılları arasında toplam 51 ay boyunca inceledi. Gezegenleri yıldızları önünden geçişleri esnasında oluşturdukları karaltı sayesinde fark eden Kepler, bu özelliğiyle ışık değişimlerine en hassas uzay teleskoplarından biri. Bu özelliği, astronomi dünyasının sırrını çözmeye çalıştığı Tabby’nin yıldızında da kendini göstermişti.

Göttingen Üniversitesi ve Max Planck Enstitüsü Güneş Sistemi Araştırmaları’nda görevli Laurent Gizon ve ekibi, toplanan veriler ışığında Kepler 11145123’ün boyutunu tespit etmeye çalıştı. Laurent ve meslektaşlarının kullandığı yönteme, astrosismoloji adı veriliyor. Senebi, jeologların Dünya’nın iç katmanlarını anlamak için depremlerden yararlanmaları gibi, titreşimleri inceleyerek yıldızların iç yapısını anlamalarına yardımcı olması.

Sonuçlar, Kepler 11145123’ün ekvator ve kutup çapları arasında sadece 6 km’lik bir fark olduğunu gösterdi. Yıldızın çapının 3 milyon kilometre olduğu düşünüldüğünde (Güneş’in neredeyse iki katı) bu oldukça az bir fark olarak belirdi.

Gizon, hesaplamalar ışığında Kepler 11145123’ün bugüne dek tespit edilen en yuvarlak gök cismi olduğunu ve Güneş’i bile geride bıraktığını söyledi.

Laurent Gizon, Kepler 11145123'ün astrosismolojik taramalarını gösteren haritaları gösteriyor.
Laurent Gizon, Kepler 11145123’ün astrosismolojik taramalarını gösteren haritaları gösteriyor.

Yıdızları incelemek için yeni bir yöntem

Kepler 11145123’ün Güneş’e oranla kendi ekseninde üç kat daha yavaş döndüğü düşünülüyor. Manyetik alanların da yıldızları basıklaştırdığı bilindiğinden, Kepler 11145123 hakkında bu faktörün de ne kadar etkili olduğu bir diğer soru işareti.

Gizon, Kepler 11145123 ile elde ettikleri beklenmedik sonucun ardından astrosismoloji ile başka yıldızları incelemeye devame edeceklerini söyledi. Gökbilimcilere yeni bir gözlem çeşidi sunan yöntem sayesinde, Kepler 11145123 benzeri ve ondan daha muntazam gök cisimleri de tespit edilebilir.

Gizon, astrofizik alanında yeni bir alanın gözlemlenebilir hale geldiğini altını çizerek, “Hızlı rotasyon ve güçlü manyetik alanın yıldızların şeklini nasıl değiştidiğini görmek heyecan verici olacak” ifadesini kullandı.