İnsan Kendisine Saygı Duymazsa, Başkalarına Duyabilir Mi?

0
9007
yuris alhumaydy mSXMHkgRs8s unsplash
yuris alhumaydy mSXMHkgRs8s unsplash

İnsan kendinden nefret ederse, birini sevebilir mi? Kendi kalbiyle barışık olmazsa başkalarıyla iyi geçinebilir mi? Kendine karşı saygı duymazsa başkalarına saygı duyabilir mi?

Günümüzde insanlarla olan ilişkilerimizde saygı gittikçe azalıyor desem yanlış olmaz sanki. Size bunları tek bir nedene indirgeyip açıklayamam çünkü bunun birçok nedeni var. Belki hatamız daha en başından saygıyı tanımlayamıyor ya da yanlış tanımlıyor oluşumuz. Belki de bilmiyoruz saygının gerçek anlamını. Ya da başka kavramlarla karıştırıyoruz. İşimize geldiği gibi yorumluyor ya da öyle davranıyoruz…

Sahi Ne Demek Saygı?

Önce saygıyı tanımlayalım. Saygı bana göre, ne büyüklerin önünde bacak bacak üstüne atmak, ne onların yanında sigara içmek ne de hiç tanımadığımız yaşlı birisine otobüste yer vermektir. Yaşlı birisine otobüste yer verdiğinizde bunu saygıdan değil, yardımsever ve merhametli olduğunuz için yaparsınız. Büyükleri saymak merhametin bir sonucudur. Yoksa sadece benden yaşça büyük diye birine neden saygı duyayım ki? Yaşa değil, yaşananlara deneyimlerimize saygı duymalıyız.

Peyami Safa’nın da dediği gibi “zaman insanları değil, sadece armutları olgunlaştırır.” Saygıyı eğer sadece yaş, statü, unvan bazlı düşünürsek gerçek anlamını yitiririz. İnsan sevdiğine değer verir, değer verdiğine de saygı duyar. Bence tüm mesele bu. Yoksa yaşa, statüye, unvana gösterilen saygının bana göre içi boş tadı nahoş olur.

Albert Camus’un çok haklı bulduğum ve değinmek istediğim bir sözü var. Der ki: “Hiçbir şey korkuya dayanan saygı kadar iğrenç değildir.” Gerçekten de öyle değil mi? İnsan korktuğundan çekinir çekinmesine de, çekindiğine de saygı duymaz. Tanrıya, dine karşı duyulan saygı bile bilinçaltımızda hep korku temeline dayanmaz mı? Daha küçücük çocukken işitmeye başlarız. “Cehennemde cayır cayır yanarsın bak, Allah taş yapar ha böyle yapma!” demek Tanrıyı sevmeyi değil de daha çok ondan korkmayı aşılayarak sağlanan saygı değil de nedir? Ve bu öğretilen saygı ne kadar sahicidir, içtendir?

Saygıyı da özsaygı da çocukken öğrenir insan. Bunun temel dersleri aile de atılır (0-6 yaş arası). Bu anlamda aile çok önemlidir. Çocuk daha o yaşında her şeyi tamamen duygularıyla algılar ve yaşar. Dolayısıyla duygu dünyasına gösterilen saygıyı da saygısızlığı da kendine gösterilmiş gibi düşünür. Ve bunları o zaman öğrenir. Eğer bu kavramları öğretemeyen ebeveynlerden olursak; saygı duyulmadan yetiştirilen çocuklardan ilerde saygılı insanlar olmalarını beklemek komik olur.

Gelelim özsaygıya.

Nedir Özsaygı?

Öz saygıyı; kişinin kendi karakterine, değerlerine, inançlarına saygı duymasıdır. Öz saygı başkalarının değerlendirmelerinden bağımsızdır. Yalnızca insanın kendi verdiği değerdir. Herkese saygı göstermeden önce kendimize gösterilmesi gereken bir durumdur. Bazen bunu bilinçli ya da bilinçsiz olarak atlarız. Oysa öyle önemlidir ki; bazen sevilmek için evet diyerek, saygı görmek için taviz vererek, acımasın diye katılaşarak kendimizin dışına bir ben çizip inşa ederiz. Böyle olunca da içimizdeki özsaygıyı yitire yitire koca bir gayba dönüşürüz.

Neyse ki çoğumuz iniş çıkışlar yaşasak da hayatta, bu umutsuzluğun derinliklerinde kaybolmuyoruz. Bazen kendimizi iyi hissediyoruz bazense berbat. Kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda kendimize olan inancımızı da yitirirsek eğer; öz saygımızı da yitirmiş oluruz. Tüm mesele de bundan sonra başlar. O yüzden bazen bir şeyler canımızı acıtsa da arkamıza bile bakmadan yolumuza devam etmeyi öğrenmemiz gerek.

Son olarak başkalarının size saygı duymadığı durumlar olabilir, bu saygı duymayışları tamamen onları ilgilendiren bir konudur. Yeter ki siz benliğinizle çelişip kendinize olan saygınızı yitirmeyin. Bu yüzden hayatta ne yaşamış, ne yapmış ne tür sorunlarla karşılaşmış olursak olalım herkese ancak hak edene ve hak ettiği oranda gerçek değerini verelim. Ne eksik ne bir fazla. Yoksa saygımızı cömertçe tüketirsek gün gelir kendimize bile gösterecek saygımız kalmaz.

Saygının aramızdan eksik olmadığı günlerde görüşmek dileğiyle saygıyla kalın…

Kaynakça:

Özsaygı: Öncelikler Listende Kaçıncı Sıradasın?

Psikanalitik Edebiyat Kuramı  – Oğuz Cebeci