En tuhaf görünümlü kaplumbağa mata matanın yeni bir türü keşfedildi

0
6568
mata mata 001
mata mata 001

Bilim insanları, gerçekleştirdikleri genetik analizler sonucunda zırhlı kertenkele grubuna giren mata mata kaplumbağasının yeni bir türünü ortaya çıkardı.

Dünyanın en tuhaf kaplumbağası olarak da adlandırılan mata mata kaplumbağasının, görünümüyle dikkat çeken yeni bir türü ortaya çıkarıldı. Küçük gözleri, geniş bir ağzı, yassı üçgensi kafası ve çift namlulu tüfeğe benzer burnu ile doğanın en ilginç canlıları arasında yer alan mata matanın, Chelus cinsinde yer alan tek bir tür olduğu sanılıyordu. Dresden’de yer alan Senckenberg araştırma tesisi ve müzesi araştırmacıları tarafından yapılan genetik analizler, tuhaf kaplumbağanın yeni bir türünü keşfetti.

Sualtındaki çamurlarda saklanmaktan hoşlanan ve yaklaşık 53 santimetre uzunluğa erişen mata mata, yosunlarla kaplı bir taşı andırıyor. Bu görünümü, mata matanın aslında en büyük kozunu temsil ediyor. Kendisini mükemmel kamufle etmiş kaplumbağa, başına ne geleceğinden habersiz av kendisine yaklaştığında bir anda koca ağzını açarak avı tek parça halinde yutuyor.

Her ne kadar mata matalar tuhaf görünümleri ve avlanma alışkanlıkları ile iyi tanınıyor olsalar da, çeşitlilikleri ve genetikleri hakkında çok az şey biliniyor. En son araştırmanın başını çeken Profesört Dr. Uwe Fritz, “Bugüne kadar bu zırhlı kertenkelenin Güney Amerika’ya yayılmış tek bir türü olduğunu sanıyorduk” ifadesini kullandı.

[Senckenberg.de]

Fritz, yaptıkları birçok gözlemde Orinoco Nehri’ndeki mata mataların Amazon Havzası’ndakilerden farklı göründüğünü anladıklarını ve buradan yola çıkarak genetik yapılarına göz atmaya karar verdiklerini söyledi. Nesli tehdit altında bulunmayan ve geniş bir coğrafyaya yayılmış canlılar, bağımsız olarak iki veya daha fazla bağımsız türe ayrılabiliyor. Fritz ve meslektaşları, 75 DNA örneği üzerinde inceleme yaparak genetik ve morfolojik olarak farklılaşmış iki mata mata türü ortaya çıkardı. Bilimsel adı Chelus orinocensis olarak belirlenen yeni tür, Orinoco ve Rio Negro havzalarında yaşıyor. Chelus fimbriata olarak bilinen ilk tür ise sadece Amazon havzasında görülüyor.

Araştırmaya göre, iki tür Miosen Dönemi’nin sonlarında, yaklaşık 13 milyon yıl önce farklılaştı. Söz konusu dönemde, geçmişte Amazon-Orinoco Havzası olarak bilinen bölge bugün bildiğimiz iki farklı nehir havzasına dönüşmeye başladı. Bu süreçte, sayısız nehir canlısı birbirlerinden ayrılarak genetik değişimlere uğradı.

Yeni bir türünün ortaya çıkarılması, mata mataların korunma ihtiyaçları hakkında da yeni sorular doğurdu. Fritz, yayıldıkları geniş coğrafya nedeniyle mata mataların bugüne kadar tehlike altında bulunan bir tür olarak görülmediğini ancak iki tür olarak tespit edilmelerinin ardından popülasyonlarının sanılandan daha az olduğunu anladıklarını belirtti. Daha da kötüsü, birçok hayvan türü gibi binlerce mata mata da her yıl yasadışı avcılığın ve hayvan ticaretinin kurbanı oluyor. Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nden Profesör Mario Vargas-Ramirez, “Çok geç olmadan bu harika canlıları korumak zorundayız” ifadesini kullandı.

İlginizi çekebilir:

https://www.dijitalx.com/2020/04/24/karantinadan-bosalan-kumsallarda-kaplumbaga-patlamasi-yasaniyor/
https://www.dijitalx.com/2019/03/21/tehdit-altindaki-kaplumbagalari-donut-kutusunda-kacirmaya-calisti/
https://www.dijitalx.com/2016/07/30/kaplumbagalar-kabuklarini-guvenlik-icin-gelistirmedi/